Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çocukların Dünyasından - 2

09 Mayıs 2014 Cuma

Bilmiyorum Nijerya’daki “Boko Haram” adlı örgütün eylemlerini izliyor musunuz? Geçenlerde bir pazaryerinde açtığı ateşle yaklaşık 300 kişiyi öldürdü. 15 Nisan’dan bu yana, yaşları 12-15 yaşları arasında değişen 276 kız öğrenciyi kaçırdı. Örgütün başı Abubeka Şekau “Kızları, Allah’ın izniyle esir olarak pazarlayacağını” açıkladı.
Bu kabile mantığına göre “böylece İslamiyetin gelişmesine katkıda” bulunulacak!

***

Gezici Araştırma Şirketi’ne göre Türkiye’de 18 yaş altındaki evli kızların oranı Doğu Anadolu’da yüzde 64.7, Güneydoğu’da ise yüzde 72.6… Kız çocukların yüzde 74’ü Doğu Anadolu’da, yüzde 82.7’si de Güneydoğu’da ilkokul sonrası öğretimine devam etmiyor.
Bir zamanlar zorunlu ilköğretim sekiz yıla çıkmıştı. Şimdilerde 4+4+4 ile ilkokul eğitimini bile tamamlamamış kızlar “medeni yasaya” göre değil, “imam nikâhı” ile “çocuk gelin” yapılıyor.
Cumhuriyet’te Sinan Tartanoğlu’nun önemli bir haberi yayımlandı. Habere göre AKP’nin “karma eğitim düşmanlığı” sürüyordu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgesine göre bazı yörelerde okulların “erkek ve kız karma” oluşları bu sonucu doğuruyormuş!
Bundan böyle bazı okullar “yalnızca kız öğrencilerin öğrenim görebileceği” biçimde düzenlenecekmiş! Kız liselerinin tabelalarında ise artık “kız” sözcüğü de yazılmayacakmış! Bu da Türkiye’deki çağdaş kabile anlayışı!

***

Küçük çocuklara ve kızlara yönelik cinsel suçların artışına ilişkin, çeşitli görüşler yayımlanıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “TV dizilerinde kızların etek boylarının kısaldığından, erkek öğrencilerin kravatlarının bele indiğinden” yakınarak suçluyu açıklıyor:
“Buluğa erme yaşı küçüldü. Eskiden kızlarda 13, erkeklerde 15 iken şimdilerde sekizlere, onlara geriledi… TV’de öğrencilere yönelik diziler cinsel hayatı sınırsız ve sorumsuz hale getiriyor.”
Böyle olunca RTÜK de bu dizilere “kızın bacağı gözüktü” diyerek milyonlarca lira cezayı bastırıyor. Sanki böylece suç oranı aşağıya çekilmiş oluyor!

***

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, olaylar hakkında “AB ile ilgili idamlar kaldırılmamış olsaydı, bu işin hakkı idamdı. Şimdi ağırlaştırılmış müebbet getirilecek…” diyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, adı gibi İslama nur saçıp, Başbakanı’nın izinde idam cezasını savunarak “Avrupa olmasaydı bu kişilerin idamlarında asla tereddüt etmezdim!” diyor… Olağanüstü bir öneride daha bulunuyor: “Çocuklara çığlık atmasını öğretin!”
Demek ki bundan sonra evde anne-babalar, okullarda da öğretmenler çocuklara “çığlık atmasını” öğretme dersleri verecekler. Böylece ne olacak? “Korku” çocuğun bilinçaltına yerleştirecek ve “korkak bir toplum” yaratılacak! “Çığlık” önerisi ile “trafoda kedi” açıklaması AKP’deki düşünce biçimini de ortaya koyuyor.
“2-3 kişiyi ipte sallandıracaksın” da ne olacak? Suçlar sona mı erecek? AKP’nin bu eşsiz hukuk anlayışı için bir anımsatma yapalım… Bu tür cezalardan ders alınsaydı Adnan Menderes ve iki bakanının idamlarından, günümüzde siyasayı uygulayanların da ders almaları gerekmez miydi?
“Rüşvet” de yasalara göre suçtur. Eğer cezalardan ders alınsaydı, dört bakan ve Başbakan’ın oğlu ile ilgili 17 Aralık suçları doğar mıydı?
Diyanet İşlerinden Sorumlu Bakan Emrullah İşler’in “Çocuk geline dinsel nikâh kıyılmasın!” sözlerine katılmamak elde değil… Peki, “resmi nikâh” olmadan “dinsel nikâh” kıyan ve “çocuk gelin” yaratan imamlar hakkında ne gibi cezalar düşünülüyor? Şimdi bu suçların “terör suçu” kapsamına alınması gündeme gelecekmiş! Peki, bu imamlar da “terör yardakçısı” olarak yargıç önüne çıkarılacak mı?

***

Bu hukuk anlayışına karşılık konuyla bağlantılı bazı bilim insanları “ceza yerine psikolojik ve toplumsal sonuçların irdelenmesi” gerektiğinde farklı düşünüyorlar!
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Psikiyatr Dr. Cem Keçe “Cinsel eğitim anaokulundan itibaren verilmeli…” diyor.
Prof. Dr. Ayla Oktay ise, “Cinselliğin okullarda ders olarak anlatılması gerektiğini” söylüyor.
“Yeni sağ, şiddet toplumu yaratıyor” diyen Psikiyatr Cemal Dindar, kabile kuşağının yaratılmakta oluşuna ilişkin bir gelişimi haber veriyor.
Türkiye Psikiyatr Derneği Yöneticisi Doç. Dr. Burhanettin Kaya’nın değerlendirmesi şöyle: “Mevcut iktidar, kendisine göre yasa değişikliği yapınca, vatandaş ‘ben de kendi adaletimi yaratırım!’ diyor.”

Kaçak Eser Yok!
Dışişleri’nin gölge bakanı Ömer Çelik, Nev York’ta döktürmüş! Birleşmiş Milletler Kültür ve Sürdürülebilir Kalkınma konulu toplantı için Nev York’a giden Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, Metropolitan Sanat Müzesi’ni gezmiş.
ABD’deki Türklerle ilgili haberler veren “TurkishNY” internet sitesinin bildirdiğine göre Çelik, gazetecilerin sorusuna şu yanıtı vermiş:
Metropolitan Müzesi’nden geri talepte bulunduğumuz bir eser bulunmuyor. İzinsiz olarak kaçırılmış eserleri geri talep ediyoruz. Ancak Metropolitan Müzesi ile bu tarz bir sorunumuz yok!”
Haberde, geçen yıl İngiliz gazetesi Guardian’da Türkiye’nin Metropolitan Müzesi’ndeki bazı eserleri geri istediği de anımsatılıyor.
Bakan açıklamasını sürdürüyor:
“Genel olarak ABD’deki kurumlarla işbirliğimiz çok iyi. Bazı başka ülkelerle sorunlar çıkabiliyor. Ama ABD’deki dostlarımız her zaman yapıcı yaklaşıyorlar. Hem insanlık mirasına ait eserlerin, hem İslam dünyasına ait eserlerin bu kadar güzel şekilde korunmasından ve sergilenmesinden büyük bir memnuniyet duyduk!”
İlk fırsatta Türkiye’den bu müzeye “izinsiz kaçırılmış” yapıtların dökümünü, görselleri ile okurlarıma sunacağım!
Bakan ayrıca, “Bu kadar güzel şekilde korunmasından ve sergilenmesinden duyduğu memnuniyeti” açıklıyor. Demek ki onlar “iyi koruyor ve sergiliyor” o halde bu kaçak yapıtları onlara bırakıp kaçağa göz yumalım! Bunu söyleyen Kültür Bakanı’na sormak gerekir: “Siz göreviniz gereği, koruma ve sergileme konusunda” gerekenleri neden yapmıyorsunuz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları