Ankaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur...” sözünden hareketle “gazeteci doğanları” anımsıyorduk...

***

İlhami Safa ve Cemalettin Saraçoğlu... Yeni Sabah...
Mihran Nakkaşyan Fransa’ya kaçınca “Sabah” gazetesi 1922’den 1938’e kadar kapalı kaldı. İlhami Safa ve Cemalettin Saraçoğlu, “Yeni Sabah” adıyla gazeteyi çıkardılar.

***

İlhami Safa, yazar Peyami Safa’nın kardeşiydi. İlhami Safa, 1918’de öğretmenlikten ayrılarak, “Yirminci Asır” gazetesini ve bazı dergileri yayımladı.
Eşini, 2 yaşındaki oğlunu terk edip “moda öğrenmek!” için Fransa’ya gitti. Dönüşünde “Yeni Sabah’ı”çıkardı.

***

Cemalettin Saraçoğlu, Saint Joseph mezunuydu. Basına “çevirmen” olarak katıldı. “Tasvir-i Efkâr, İkdam, Tercüman, İleri, Anadolu” gibi gazetelerde görevler yüklendi. 1939’da Safa ayrılınca başyazıları yazan Saraçoğlu gazetenin sahibi oldu.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sertoğlu idi ve Refii Cevat Ulunay, Sabri Esat Siyavuşgil, Şükrü Baban gibi yazarları vardı.
Başarılı dönem, 1948’de “Hürriyet” gazetesinin yayına başlamasına değin sürdü, satışı önemli ölçüde düştü. Saraçoğlu basından bıkıp “Hacivat- Karagöz” kuklaları biriktirmeye başladı.

***

“Yeni Sabah”ı iplik tüccarı Safa Kılıçlıoğlu’na sattı. Babıâli’ye, “gazeteci doğmayan” bir işadamı girdi!
Kılıçlıoğlu, 1910 İstanbul doğumluydu. Babası Abdülnafi Efendi, 2. Abdülhamid’in çevirmeniydi.
İlkokul mezuniyeti bile tartışmalıydı, küçük yaşta ticarete atılmıştı. Tekstille meşguldü. Sultanahmet’te mağazası, Bomonti’de fabrikası vardı. “Yeni Sabah”ı, 2. büyük gazete yaptı, “Teleks”i ilk kullanan gazete oldu.
Osman Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi idi... “Basın, bizden neden hiç söz etmiyor?” diye kızdığı için “Yeni Sabah”ı aldı. Ne var ki patron olunca, Demokrat Parti’yi savunmaya başladıysa da Adnan Menderes’e çektiği bir telgraf nedeniyle 6 ay hapis cezası aldı!
Basından bıkınca 1964’te gazetenin kapısına kilit vurdu.

***

21 yıl sonra, Kılıçlıoğlu İstanbul’da evinde hasta yatarken telefonu çaldı. “Yeni Sabah” gazetesinin isim hakkı satın alınmak isteniyordu!
(Not: Haftaya devem edecek...)

Yeni ABD elçisi Trump!?
Türkiye ve ABD’nin, “Kuzey Atlantik Örgütü Anlaşması (KAÖA-NATO)” üyesi olmaları yetmezmiş gibi, ne demekse yıllardır “stratejik ortaklar!”...
Ne biçim “stratejik ortaklık” ise, ABD’nin yaklaşık 15 aydır Ankara’da büyükelçisi yok! Vaşington, Haziran’da Ankara’ya David M. Satterfield’in büyükelçi atandığını duyurdu. Aradan 6 ay geçti yeni büyükelçi, “stratejik ortağın” başkentini hâlâ bulamadı!
“Dış siyasayı” günümüzde, artık büyükelçiler değil, devlet başkanlarının telefon konuşmaları ve“tvitleri” oluşturuyor!

***

Askeri ortamda genelde, “Baskın basanındır!” ilkesi geçerliyken Reis-i Cumhur, Reis-i Kumandan, Reis-i AKP, “Bir gece ansızın gelebiliriz!” demişti!
Reis-i Kumandan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı son görüşmeden önce, “Bir gece ansızın gelebiliriz!” harekâtının bir ay ertelendiği duyuruldu!
“Bir gece ansızın” nereye gidilecekti? Fırat’ın doğusuna PYD / YPG’ye ve IŞİD’e değil mi? Oysa önceki konuşmalarında bu “ertelemeden” söz edilmemişti. ABD’nin çekilmesiyle Suriye’de; Türkiye, Rusya ve İran’ın “güç birliğinden” söz ediliyor!

***

Trump’ın Suriye’den çekilme siyasasına karşı çıkan Savunma Bakanı James Mattis’in istifasını, IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün istifası izledi.
Büyükelçi Satterfield kim? ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Arap-İsrail Dairesi Başkanlığı sonrası, Beyrut’a büyükelçi olmuş, Mısır’da görev almış, hakkında İsrail lehine casusluk suçlaması yapılmış, İsrail’in varlığını güvenceye almayı amaçlayan ve Türkiye’yi de kapsayan “Büyük Ortadoğu Projesi”nin mimarlarından...
Daha da önemlisi, Satterfield’in aylarca önce ABD Kongresi’ndeki şu sözlerini de anımsayalım: “PYD’ye Fırat’ın doğusunda her türlü siyasi desteği vereceğiz!”
Satterfield şimdi ne yapacak?