Özdemir İnce

Uzayda ezan okuyalım

14 Mart 2021 Pazar

11 Şubat 2021 tarihli Hürriyet gazetesinde Başyüce’nin uzaya gitme muştusuyla ilgili bir başka muştu var. Haberi sizlere iletmeyi mesleki görev sayıyorum:

“TÜRK Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türkiye’nin Milli Uzay Programı ile ilgili olarak ‘Dünyadaki tüm Müslümanları temsilen bir din görevlimizin uzaya gönderilmesini talep ediyoruz’ dedi. Ünal, Hürriyet’e şunları söyledi: ‘Uzayda, Ay’da yani Dünya haricinde bir yerde de ezan okuyalım. Ezan okunmasını sağlayalım. O nedenle uzaya bir din görevlisi gönderilebilir. Ezan sesini uzaydan dünyaya dinletelim. Tarihe not düşelim. Bilimsel başarıyı taçlandıralım.’ Meltem ÖZGENÇ / ANKARA”

***

Güzel haber, ancak benim bir itirazım var: “Ezan sesini uzaydan dünyaya dinletelim. Tarihe not düşelim. Bilimsel başarıyı taçlandıralım” diyorlar. Bilim adamlarının emeğinin ürünü olan başarıyı neden ezan sesi taçlandırsın? Tam tersine, ezanı bilimcilerin başarısı taçlandıracak. Ezanın bu bilimsel başarıya katkısı kocaman bir “Hiç” olacak! Adamlar gene avantaya konmak hevesinde!

Uzaya din bilgisiyle mi gidilecek yoksa düşman oldukları gayrimüslim Batı’nın yarattığı bilimsel bilgi sayesinde mi? Elbette Müslüman olmayan dünyanın bilgisinin yarattığı teknoloji sayesinde gidildi ve gidilecek! O halde?

***

AKP Türkiyesi’nde böyle bir hayali gerçekleştirecek bilgi ve para yok. Bu konuda aklıma bir yığın soru geliyor: Böyle bir programın Türkiye için bir önceliği var mı ve neden? Şimdiye kadar olduğu gibi bu proje de müteahhitlere ihale ile mi verilecek? Devlet garantili mi olacak yoksa devlet yatırımı ile mi olacak? Devlet yatırımı ile yapılacaksa neden köprüler, yollar, tüneller, havaalanları, şehir hastaneleri ve benzerleri özel ihale ile verildi ve ülkenin geleceği ipotek altına sokuldu?

***

Üçüncü muştu da var! “Ayasofya ‘baş imamı’ anayasadan laikliğin çıkarılmasını istedi”:

“Ayasofya’nın baş imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, Cumhur İttifakı’nın gündeme getirdiği ‘yeni anayasa’ hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasada laiklik ilkesinin çıkarılması çağrısı yaptı. Boynukalın, ‘1921 ve 24 anayasalarında devletin dini İslamdı ve laiklik yoktu. Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün’ ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘yeni anayasa’ çıkışı sonrası yapılan yorum ve tartışmalara çarpıcı bir çağrı eklendi.” (Basından)

“Ayasofya’ya ‘baş imam’ olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek kanunları hedef aldı. Boynukalın, sosyal medya hesabından yeni anayasa çalışması hakkında tartışmalı bir değerlendirmede bulunarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinden biri olan laikliğin yeni anayasada yer almamasını istedi. Boynukalın, ‘Anayasada İslam Olsun’ etiketiyle yaptığı paylaşımında, ‘1921 ve 24 anayasalarında devletin dini İslamdı ve laiklik yoktu. Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün’ ifadelerini kullandı.” (Basından)

***

Boynukalın, bir diğer paylaşımında ise Anayasa Mahkemesi’nin kendisini vesayet kurumu olarak görmemesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa Mahkemesi aslında 1960 darbesinden sonra bir vesayet kurumu olarak kurulmuştu; geçmişte de birçok haksız karara imza attı; artık günümüzde kendisini bir vesayet kurumu olarak görmemeli ve o tarzda hareket etmemelidir.

Anayasada var olan vesayetin en büyüğü bazı kanunların değiştirilmesinin teklif dahi edilememesidir. Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletinse milletin anayasasını istediği zaman değiştirme hakkına sahip olması gerekir. Milletin böyle bir hakkı yoksa o zaman hâkimiyet milletin değil.”

Boynukalın, daha önce de Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ebubekir Sifil’in Diyanet’e yaptığı “Yılmaz Özdil’in ve Cüneyt Akman’ın cesetleri camilere sokulmasın, cenazeleri kılınmasın” çağrısına destek vermişti. (Basından)

***

Din adamları sadece mensup oldukları dine hizmet eder. Özellikle de laik bir devlette devlet memuru sıfatını taşıyan din adamları. Bu din adamları, iktidar partisinin (hükümetin) hizmetine girerse mensup oldukları dinden çıkar ve zındıklaşır. Bu zındıklaşma Tanrı’nın reddi anlamına gelir. Çünkü Tanrı hem iktidarın hem muhalefetin Tanrısı’dır. Müminlerin Tanrı’yı ve dinleri, madrabaz din adamlarının şerrinden kurtarmaları gerekir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları