Özdemir İnce

Laf söyledi balkabağı

25 Ağustos 2019 Pazar

“ (…) Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Muğla’da el ele dolaşıyorlar... Fonda tipik bir Ege görüntüsü... Hep söylüyorum... Cumhurbaşkanı’nı Ege’de daha sık görmek istiyorum... İşte böyle Ege’nin sokaklarında, rahat bir şekilde.
Ahmet Necdet Sezer bu ülkede 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı. Onun Ege’de bir tek kare fotoğrafını görmedik. 35 milyon turistin geldiği cıvıltılı bir bölge burası...
Umarım Cumhurbaşkanı’nı bundan böyle daha sık Ege’de görürüz?. Urla’da evi var...
İnşallah bir gün onu Urla pazarında da böyle görürüz...”

***

Yukarıdaki satırları, Ertuğrul Özkök’ün 20 Ağustos günü Hürriyet’te yayımlanan yazısından aktardım. Çok ayıp! Gerçek bir Cumhuriyetçi olan eski Cumhurbaşkanı Sezer’i, Recep Tayyip Erdoğan’la mukayese etmek çok ayıp.
Ben mizansenim!” diye bangır bangır bağıran bir fotoğraf! Bomboş, boşaltılmış, dekor olarak kullanılan bir köy ve kasaba sokağı... Bu sokakta uzaktan ve arkadan çekilmiş bir fotoğraf... AKP Genel Başkanı ile refikaları...
Ertuğrul Özkök, kendi, “özel” Cumhurbaşkanı’nı, “işte böyle” görmek istiyormuş, “Ege’nin sokaklarında, rahat bir şekilde.

***

Ertuğrul Özkök malumat sahibi bir insandır, “Potemkin Köyü”nün ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Ama biz o kadar bilgili olmayan okurlarımız için ne anlama geldiğini yazalım:
Rivayete göre, Ordu Komutanı Grigory Potemkin (Grigoriy Potyomkin), Kırım’ı ziyarete giden sevgilisi Çariçe II. Katerina’yı mutlu etmek için Dinyeper Nehri boyunca maket evler yaptırmış... “Potemkin Köyü”ne “Yekaterina Evleri”de denir. Ertuğrul Özkök’ün sözünü ettiği görüntü tam anlamıyla bir Potemkin fotoğrafı, bir Yekaterina resmi!

***

Ertuğrul Özkök gaza basmış Potemkin Köyü’nde gidiyor. Hızla giderken de yazıyor: “Ahmet Necdet Sezer bu ülkede 7 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı. Onun Ege’de bir tek kare fotoğrafını görmedik. 35 milyon turistin geldiği cıvıltılı bir bölge burası...”
Tam anlamıyla dam üstünde saksağan vur beline kazmayı... Laf söyledi balkabağı… A.N. Sezer’in keyfinin kâhyası mısın? Sen A.N. Sezer ile R.T. Erdoğan’ı ancak yaptıkları ortak görevler bağlamında karşılaştırabilirsin. Örneğin Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer ile “Temmuz 1974’te İETT’de geçici işçi statüsüyle işe başlayan ve kurumun futbol takımında top koşturan” R.T. Erdoğan’ı mukayese edemezsin.
Karşılaştırma ortak alanda olur: A.N. Sezer bu ülkede, anayasaya tam anlamıyla uygun bir Cumhurbaşkanlığı yaptı; R.T. Erdoğan ise hem “parti”, hem “cumhur” başkanı. Uygun bir cumhurbaşkanı değil. Anayasayı, yasaları, Cumhuriyet geleneklerini ayaklarının altına aldı.
Bu görevde ikisi karşılaştırıldığı zaman, aklıma, Sezer’in Cumhurbaşkanı ödeneğinin tamamını bitirmediği, artanı iade ettiği; oğlunun düğününde kullanılan elektirik ve suyun parasını ödediği geliyor. Elbette, askerin tören kıtasını şortla teftiş edecek kadar da laubali değildi.

***

Urla, Yunanistan’da da ünlüdür. Örneğin Samos Adası’nda Vourliotes adlı çok güzel bir dağ köyü vardır. Mübadelede Urla’dan adaya gelen Urlalılar kurmuştur. Yunanca adı da Urla’dan gelir zaten. Urla, Yorgo Seferis sayesinde dünya çapında bilinir. Çünkü Nobel ödülü sahibi Seferis Urla’da doğmuştur.
Benim ilk kez 1962 yılında gördüğüm, Necati Cumalı’nın kasabası bir mücevher gibiydi. İki yıl önce gördüğümde ise perişan bir yetime benziyordu. Seferis’in evini aradık. Sonunda bulduk ama kapısında herhangi bir tanıtıcı tabela yoktu. Alt katta kahve ocağına benzer bir yer vardı.
Urla lokantaları kazıkçı “gourmet restoranları” olmuşmuş, Urla “gourmet destinasyonu” (!) olacakmış... Samos’un dağ köyü Manolates’in herhangi bir lokantasında on kez daha ucuza, çok daha iyi yemek yenir. Öteki adaları saymıyorum bile...
Ertuğrul Özkök, Erdoğan’ın Urla’daki evinin pehlivan tefrikasına dönen hikâyesini de anlatsa iyi olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları