Özdemir İnce

Dam üstünde gergedan

26 Mayıs 2019 Pazar

İstanbul Büyükşehir seçimini iptal eden ve buna “Dam üstünde gergedan” tarzı gerekçe yazan 7 YSK üyesinin durumu “Bir başıma olsam şaha sultana kul olmam // Viran olası hanede evlad ü iyal var” açmazı değil. Adamı sıkıştırmışsın, iyice bunalmış, lâ havle çekip “Dua et ki evde karım ve çocuklarım var, yoksa senin canına okurdum” tesellisine sığınmış... 7 üyenin durumu bu değil. Başka bir şey! Bu 7 üye bilmiyor mu bunları. Elbette biliyor! Ama onlar militan: Kaderlerini AKP’nin ve İslamcı ideolojinin kaderine bağlamışlar. Tıpkı Kuvvayı Milliye ve Cumhuriyet muhalifleri gibi. İskilipli Atıf Hoca gibi. Bu nedenle hukuku, guguku umursamadılar. Bunlar gönüllü ve militan! Mümkün olsa, “Hadi lan, ne gerekçesi, utanmadan gerekçe istiyorlar!” diye terslenebilirler.
Ama, dört üye ise “evlad ü iyal” demeyip muhalefet şerhini basmışlar. Ne yapacak iktidar, olsa olsa görevden alır, emekli eder. Ama adları lekelenmez, insanların karşısına çıkacak yüzleri olur. Onursuzluğun da bir sınırı var.

***

Saçmalamak karşısında, “Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı” derler ya, damın üzerindeki saksağan değil gergedan. “O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan bu da mı yalan”lık bir durum var. Kendi elleriyle seçtikleri, karar verip onayladıkları sandık kurulunu bahane edip seçimi iptal ediyorlar. Adamlar tam anlamıyla şu ünlü atasözünün kadısı, kimi kime şikâyet edeceksin. Bu nedenle, YSK’nin 7 kader mahkûmunu bir yana bırakalım diyeceğim ama, AKP’nin önceden hazırlamış olabileceği mandepsiler(1) bu 7 üye ile işbirliği halinde hazırlamış olamaz mı? Bir varsayım! Gergedanı dam üstüne çıkaranlar, fili yılana yutturanlar, 31 Mart İstanbul seçimini kaybetmek ihtimaline karşı, oy(a)lama süreci için bubi tuzakları ve mayınlar hazırlayamaz mı? Bu tuzakları iptal bahanesi yapamaz mı? Adamın cebine uyuşturucu zarfı koyup polise ihbar etmişler gibi. 1 Nisan’dan bu yana yaşadıklarımız bu kuşkuyu destekleyecek nitelikte değil mi? Örneğin kısıtlı mahkûmlar, oy kullanan ölüler. Böyle bir şeyi ancak iktidar yapabilir!

***

Gerekçeli kararı bizim eleştirmemizin gereği yok. YSK’nin 4 üyesinin gerekçeli karara koydukları muhalefet şerhi bizi bu dertten kurtarıyor. Bir üst (ve tarafsız) mahkeme ya da kurul olsaydı davayı 4 muhalif üyenin itirazları kazanırdı.
Aferin AKP’ye (!), kuru deriden bal çıkarmayı başardı. Aferin!

***

İtiraz sürecinde, çalınan oylardan, türlü çeşitli seçim yolsuzluğundan, kanıt olarak kullanılacak görüntülerden söz eden AKP Genel Başkanı’nın iddialarının fos çıkmasından da söz etmeyeceğim. Bunlar olup biterken, gergedan dama çıkarken, AKP’nin cumhurreisinin hâkim ve savcıların kura töreninde “Şeriat”ı referans göstererek anayasa, yasalar ve hukuktan söz etmesi çok tuhaf. “Şeriata, yani hukuka olan bağlılığı ne derece güçlü tutarsak geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz” demiş. Aklıma “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” atasözü geliyor. Belki de YSK’nin hususi hukukundan söz ediyordur.

***

Bu fırsattan yararlanarak bir düzeltme yapacağım: “Şeriat”ın anlamı “Hukuk” değildir. Çoğul olup “Yasalar” anlamına gelir. Tekili, yasa anlamına gelen “Şar”dır.
Temiz Arapçada “Hukuk”un karşılığı “Fıkıh” (Fıkh, Fıqh) olup “İştihat” (jurisprudence) anlamına da gelir.
Yasalar anlamına gelen “Şeriat” AKP Genel Başkanı’na yanlış yere “Hukuk”u hatırlatıyor ama Cumhuriyete iktidar, para ve şiddetin kirlettiği eski çağları hatırlatıyor. İslam ve hukuku gene referans yapılıyor ama XXI. yüzyılda bunların bir zemini ve karşılığı yoktur.

(1) Düzen, dalavere, dolap, hile, tuzak, oyun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları