Orhan Birgit
Orhan Birgit obirgit@e-kolay.net Son Yazısı / Tüm Yazıları

Babıâli de Tarih Olurken...

21 Ocak 2009 Çarşamba

Ergenekon soruşturması ya da Gazze olayından fırsat bulabilenler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHPnin kimi aday göstereceğini öğrenmek istiyorlar.

Cumartesi gecesi SKY Türkte Enver Ayseverin Yılmaz Büyükerşen ile yaptığı söyleşide bu sorunun çok yakın geçmişte geçerliliğini ne yazık ki kaybeden yanıtı vardı. Eskişehirin efsane başkanı, CHP ile DSP arasında, o hep özlediğimiz mutabakat sağlanmış olsaydı, yerel seçimlerde Kadir Topbaşın karşısına sosyal demokrat partilerin adayı olarak kendisinin çıkartılacağını anlattı.

Öneri, Büyükerşene CHP yetkilileri tarafından yapılmış. O da bu teklifi kendi partisinin genel başkanına aktarmış. Zeki Sezer, Eskişehir, Ordu ve Bartında DSP adaylarının desteklenmesi koşulu ile bu yerel seçim birlikteliğine evet demiş.

Kentlerin dokularını yok ederek

İki parti arasındaki mutabakatın gazetecilere açıklanmasından kısa bir süre sonra, Büyükerşen, CHP Merkez Yönetimi tarafından yalanlanmış.

O söyleşi sırasında Büyükerşen, bir kentin değişim gereksinmelerinin nasıl karşılanması gerektiğini de çarpıcı örnekleri ile anlattı. Kentlerin tarihi dokularını zedelemeden onarılmasından söz etti. Özellikle bulvarların bilinçsizce yapılan alt ya da üstgeçitlerle yok edilmesinin sakıncalarını örnekledi. Sanatsal yapıların korunması, kentlerin yeni hemşerileri olmak için taşradan göç edenlerin uygarlık kurumları ile tanıştırılmalarının yararlarını sıraladı.

Yansen’in başkentine ne oldu?

Başkent Ankaranın Melih Gökçek tarafından dünyaca ünlü mimar Yansenin yapmak istediği kent olmaktan çıkarıldığını anlattı. Washington ve Londradan örnekler verdi. Bu nedenlerle de Murat Karayalçının adaylığından övgü ile söz etti.

Bu uzun söyleşinin etkisi ile dün çalışma masamın başına geçmiş, gazeteleri okuyordum. Okur çoğunluğunun görmediği Bizim Gazetenin manşeti, Büyükerşenin anlattıklarına, sanki Kadir Topbaştan gelen bir yanıt gibiydi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin günlük yayın organı olan Bizim Gazete, Babıâliden kopartılan medyanın aksine, cemiyet merkezi ile birlikte Ankara Caddesinden ayrılmamakta direniyor.

O direnişin etkisi ile Marmaray projesinin uygulama alanlarından birisi olan Babıâli Yokuşunun nasıl bir şantiye ucubesi olduğunu anlatan habere yer verilmiş.

Öylelikle, tarihi Babıâli Yokuşunda bulunan o yayınevlerinin, kitapçı ve kırtasiyecilerin işsiz kaldıkları için kepenklerini kapatmaya başladıklarını da burnumum direği sızlayarak öğrendim. Cadde çalışanları ve esnafı adına, Küresel kriz kapattıramadı. Marmaray projesi kepenk kapattırıyor yazılı büyük bir duyurunun asıldığını gösteren fotoğrafta, mağazalar ile yokuşun arasının bariyerlerle örtüldüğü görülüyor.

Bir zamanlar edebiyat ve medya dünyamızın merkezi olan tarihi yokuş öylesine terk edilmiş olmalı ki, Bizim Gazetenin muhabiri ile konuşan yayınevlerinin sahipleri, vergi borçlarını bile ödemekte sıkıntı çekecek hale geldiklerini söylemişler.

Diyelim ki, ne zaman sona ereceği bilinmeyen Marmaray projesi, 2012’de ya da ondan daha önce tamamlanmış olsun. O kapatılan sıra sıra yayınevleri kentin çeşitli yerlerine dağılmış olacakları için, yokuş eski haline nasıl dönecek?

Sorunun yanıtını hiç kimse, hatta her sabah ve akşam oradan geçmek durumunda olan İstanbul Valisi bile veremez ki.

İstanbulun sur içi bölgesini altüst ederek Eminönünün kalbinden belediyeyi kopartan AKP zihniyeti, Boğazın iki yakasını bir sualtı tüneli ile birleştirmek gibi başarılı bir işe imza atarken, tarihi doku ile böylesine acımasız oynamakta olduğunu göremeyecek ya da anlayamayacak kadar kültürden nasipsiz olduğunu göstermiyor mu?

İkide bir, İstanbulun dünyanın kültür başkenti adayı olduğunu söyleyenlerin kulaklarını mı çınlatacağız?

Ya da, Söyleyin. Söylediklerinizin yalan olduğunu bilsek bile hoşumuza gidiyormu diyeceğiz?

***

Not: Büyükerşenin CHPden niçin aday olmadığını anlatan 14 Ocak günlü yazım için CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Onur Öymen telefon etmiş ve Büyükerşene yaptıkları öneriyi bozanın kendileri olmadığını söylemişti.

O yanıta, o günlerde Ergenekon soruşturmasına ayırdığım yazılar nedeni ile yer verememiştim.

Bugün hem Öymenin açıklamasına hem de Büyükerşenin SKY Türkteki söyleşide anlattıklarına yer vererek cevap haklarına olan saygımı korumuş oluyorum.

Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları