Öner Yağcı

‘Şarlo’

02 Mayıs 2020 Cumartesi

1 Mayıs’ı doğanın dersini anlamaya çalışarak, kendisiyle hesaplaşarak hüzünle ve yüreğiyle kutladı insan olanlar.

İlk görkemli, kitlesel 1 Mayıs’larımızı özlemle, 1 Mayıs 1977’yi kederle anımsadım.

Nisan sonunda yaşamdan ayrılanları düşündüm.

Savcı Doğan Öz’ün aramızdan alınmasının yıldönümüydü.

Tek Adam, İkinci Adam, Suyu Arayan Adam gibi ölümsüz yapıtlar bırakan Şevket Süreyya Aydemir’i, 40 kuşağı şairlerinden İlhami Bekir’i (Tez), Nâzım Hikmet’in kız kardeşi, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Samiye Yaltırım’ı, 68 kuşağı eleştirmenlerinden Zühtü Bayar’ı özlemle andım, selamladım.

Charlie Chaplin

Dostum Erol Soğancı Şarlo’yu anımsattı.

Charlie Chaplin (1889-1977) melon şapkası, bol pantolonu, büyük ayakkabısı, sürekli çevirdiği bastonu, sakarlıkları, gülünçlükleriyle Şarlo’yu yarattı.

Altına Hücum, Şehir Işıkları, Modern Zamanlar, Sirk, Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı. Filmleri izlenen her ülkede milyonların hayranlığını kazandı.

McCharthy döneminde sorgulanıp ABD’yi terk etmesi istenince İsviçre’ye yerleşti.

Büyük Diktatör

Chaplin 1940’ta yönettiği, başrolü oynadığı ilk sesli filmi olan Büyük Diktatör filmiyle Nazi Almanyası’nı çok sert biçimde eleştirdi.

İzlemeyenlerin ne yapıp edip izlemesini öneririm.

Chaplin bu filmde Yahudi bir berberdir. Adları başka olsa da Hitler, Göring, Goebbels sahnededir. Hynkel’e (Hitler) çok benzeyen berber yanlışlıkla onun koltuğuna oturtulur. Avusturya işgaliyle ilgili bir konuşma yapması istenince, yalnızca 20. yüzyılın değil geleceğin de umutsuz, köleleştirilmiş, sindirilmiş, korkutulmuş, suskun kitlelerine seslenerek tüm dünyayı barışa çağıran cesur konuşmasını yapar.

Tarihsel konuşma

“(...) Bu dünyada herkese yetecek yer var. Ve toprak hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir. Hayatın bize çizdiği yol özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir, ama biz bu yolu yitirdik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı, hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi. Hızımızı artırdık ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı, zekâmızı ise katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz ama az hissediyoruz. Makineleşmeden çok insanlığa gereksinimimiz var. Zekâdan çok iyilik ve anlayışa gereksinimimiz var. Bu değerler olmasa hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz. (...)

Beni işitenlere şunu söylemek istiyorum: ‘Kendinizi umutsuzluğa kaptırmayın.’

Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucudur (...)

Siz insanlar güçlüsünüz. Makineleri yapacak güce sahipsiniz. Mutluluğu yaratacak güç sizdedir! Bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sizler sahipsiniz. Bu hayatı olağanüstü bir maceraya çevirecek olan yine sizlersiniz. Öyleyse, demokrasi adına bu gücü kullanalım ve birleşelim. Yeni bir dünya için savaşalım. Herkese çalışma şansı verecek, gençlere gelecek, yaşlılara güvenlik sağlayacak bir dünya için savaşalım. Artık dünyanın özgürlüğü için savaşalım, hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındıralım. Sağduyulu bir dünya için savaşalım, bilimin ve gelişmenin bizleri mutluluğa götüreceği bir dünya için savaşalım. (...)

Bulutlar dağılıyor! Güneş çıkıyor! Karanlıktan aydınlığa çıkıyoruz! Yeni bir dünyanın eşiğindeyiz. İnsanların nefretten ve gaddarlıktan arındığı yepyeni bir dünyaya yaklaşıyoruz... İnsan ruhu kanatlandı ve uçmaya başladı artık. Gökkuşağına doğru uçuyor, umut ışığına doğru uçuyor. Başını kaldırıp bir bak... Bir bak!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anadolu'nun seçimi 30 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları