Olaylar Ve Görüşler

Yargının çığlığı ve insan onuru - Dr. Enver KUMBASAR

02 Aralık 2023 Cumartesi

Milletvekili Av. Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce (ACM) Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmış ve hükümle birlikte tutuklanmıştır. İstinaf başvurusu reddedilmiş, hüküm temyiz edilmekle dava Yargıtay’a taşınmıştır. Dava temyiz aşamasındayken 14 Mayıs 2023’de yapılan genel seçimlerde Hatay’dan milletvekili seçilmesi üzerine, anayasanın 83. maddesi uyarınca yasama dokunulmazlığı kazandığından bahisle yargılamanın durması ve tahliye istemiyle yapılan başvuru Yargıtay’ca reddedilmiş, hak ihlali gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapılmıştır. Başvuru henüz karara bağlanmadan Yargıtay 3. Ceza Dairesi (CD) 28 Eylül 2023 tarihli kararıyla ilk derece mahkemesinin (İstanbul 13. ACM) mahkûmiyet hükmünü onamış ve karar kesinleşmiştir.

HAK İHLALLERİ

Anayasa Mahkemesi 27 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, başvurucunun bireysel başvurusunu kabul etmiş, milletvekili seçilmekle yasama dokunulmazlığını (anayasa m. 83) kazandığı gerekçesiyle, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı (anayasa m. 19) ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının (anayasa m. 67) ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için kararın İstanbul 13. ACM’ye gönderilmesine karar vermiştir.

TARTIŞMALAR

İstanbul 13. ACM, AYM kararının gereğini yerine getirmeden kaçınarak dosyayı bir yazıyla Yargıtay 3. CD’ye göndermiştir. Yargıtay 3. CD, 8 Kasım 2023 tarihinde AYM kararına uyulmamasına karar vermiştir. Böylece Av. Can Atalay’ın, milletvekili seçildiği tarihte dosyanın bulunduğu yetkili Yargıtay 3. CD’ce, AYM hak ihlali kararı verdiği tarihte ise yetkili İstanbul 13. ACM’ce tahliye edilmesi gerekirken tahliye edilmeyerek hukuka aykırı olarak özgürlüğünden yoksun bırakılma durumu sürdürülmüştür. 

Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır (anayasa m. 11). Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar (anayasa m. 153). Anayasanın bu açık, tartışmaya yer vermeyen emredici hükümleri karşısında, hak ihlalini ortadan kaldırmak amacıyla derhal tahliye kararı vermeleri gerekirken bundan kaçınan İstanbul 13. ACM yargıçları, Prof. Dr. Doğan Soyaslan’ın da haklı olarak belirttiği gibi (16 Kasım 2023, Cumhuriyet) Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen görevi kötüye kullanma (m. 257) ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (m. 109) suçlarından işleme muhatap olabileceklerdir.

VİCDANI KANAATLER

İnsan onuru, hukukun koruduğu en yüce değerlerden biridir. Kişi özgürlüğü, insan onurunun ayrılmaz parçasıdır. Yargıçlar görevlerinde bağımsız, anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler (anayasa m. 138/1). Cezaevinde bulunan bir insan yargı sisteminden hak/adalet talebinde bulunuyor, hukuksal süreçler işliyor, en son aşama olarak AYM talebi kabul ediyor, tahliye edilmek suretiyle hak ihlalinin giderilmesine karar veriyor ancak yargı sistemi kişiyi tahliye etmiyor, edemiyor. Bu sonuç insan onuru, hukuk ve vicdan karşısında kabul edilebilir bir durum değildir. Burada yargı pratiğinin anayasal sisteme ve Anayasa Mahkemesi kararına karşı açık bir meydan okuması söz konusudur. Bu durum hukuka, vicdana, insan onuruna ve kişi özgürlüğüne karşı da bir meydan okumadır aynı zamanda. Yargı, bu yükü kaldıramaz, bununla devam edemez. 

ANAYASANIN AÇIK HÜKMÜ

AYM kararında açıkça belirtildiği gibi hak ihlalini giderme yetkisi ve görevi ilk derece mahkemesine aittir. O nedenle Yargıtay 3.CD’nin “uyulmaması” kararı hukuken yok hükmündedir. Milletvekili Av. Can Atalay olayında yaşanan sorun Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında bir görüş ayrılığı değil, anayasanın açık hükmüne karşın ilk derece mahkemesinin AYM kararının gereğini yerine getirmemesidir. Çözüm olarak ilk çağrım İstanbul 13. ACM yargıçlarına yönelik; hukuk, adalet, vicdan adına AYM karanının gereğini gecikmeksizin yerine getirmeleridir. Bu yapılmadığı takdirde ikinci çağrım Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na olacaktır; görevlerini yapmayan ilk derece mahkemesi yargıçları hakkında disiplin ve ceza soruşturmaları başlatmak, beraberinde bu mahkemedeki yetkilerini kaldırmak ve mahkemeye yeni yargıçlar görevlendirmek suretiyle oluşturulacak yeni heyet tarafından AYM kararı gereğinin yerine getirilmesini sağlamaktır. Hukuk ve adalet bunu gerektirir, toplum yargıdan bunu beklemektedir.

DR. ENVER KUMBASAR

YARGIÇ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları