Üç Şair

07 Mart 2013 Perşembe

“Onlar ki üç arkadaştılar
Çocuk denecek yaşta ölümü gördüler
Zaman 40’lı yıllar, yer Zonguldak
Dışarda savaş, içerde savaşın rüzgârı
Bir kıtlık ve yoksulluk ki o kadar olur
Bir ince hastalık ki ölümün öteki adı
Onlar ki üç arkadaştılar.”
Üç arkadaş, üçü de Zonguldaklı;
Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu, Kemal Uluser.
“Geldiler çok az kaldılar, gittiler...”
Yılmaz Erdoğan’ın yapıtı olan film onların acılı serüvenini anlatıyor. Ne iyi bir çalışma yapmış, izlediniz mi ya da olanak olursa izleyecek misiniz? TV’ler verir mi, yirmi yaşında çekip gitmiş, genç bir şairin adını anar mı? Neyse bu işi İrfan Yalçın çok başarılı, “İlkyaz Ölümleri”yle gerçekleştirmiş...
“Hem ölmekten hem yaşamaktan korktular
Ve önce karanlığın içinden
Yaşamın şiirini bulup bulup çıkardılar
Ve nasıl ölürse bir kelebek sessiz
Birbiri ardına öyle öldüler
Onlar ki üç arkadaştılar
Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu, Kemal Uluser
Geldiler çok az kaldılar, gittiler.”
Genç yaşta yaşama veda edenlerin şairleri nedense erkenden çekip gitmişler. Rüştü ile Muzaffer gençliklerini bitiremeden, daha nice şiirler yazacakken yaşamdan koptular. Yeri boş mu kaldı? Şiir çok, ama bu sözcüğün gerçek anlamını duyuran pek az...
“Önce öksürüverdim
Öksürüverdim hafiften
Derken ağzımdan kan geldi
Bir ikindi durup dururken
Meseleyi o saat anladım

\n

Anladım ama iş işten geçmiş ola
Şöyle bir etrafıma baktım
Baktım ki yaşamak güzeldi hâlâ.”
Bizler çekip gideriz, arda ne bırakırsak bırakalım. İster bir şiir kitabı ya da bir yaşanmış öykü...
Ölmüş şairler demek yanlış, ölümsüz en doğrusu. Zamana meydan okumak ancak şaire, ama sahiden şaire mahsus. Bir tek mısra bazen kendi yaşantımızla eş olur. Şairler yaşamda olmadıklarını unuttururlar bize. Bir tek mısra bile. İşte
Dağlarca’dan:
“Ben nasıl yok olurum anlamıyorum
Dünya yok olabilir belki”
Daha ne olsun!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları