Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gazeteler Geldi mi?
Kendimden söz etmek. Bıktınız değil mi? Ama siz de sık sık kendinizden söz etmez misiniz? Kimse bile yokken düşünerek. Ah o düşünme gücü. İnsanlığa bir yapışmış, bir türlü gitmez. Sen şöylesin, böylesin diye kışkırtır durur. Seni altından kalkamayacağın sorunlara götürür. Sanki onların sonuçlarını bilmiyormuşsun gibi. Oysa soru soran herkesin bir şey bildiğini sanmamalı. Bilse sormaz deyip geçmeli...
Gazeteler geldi. Bin yıllık Cumhuriyet’i açtım. Kendi yazımı aradım, buldum. Biraz zor oldu. Kaçıncı sayfaya düşüş, neden, niçin. Öteki yazılar daha da mı önemli? Yazar kıskançlığı deyip geçin, yazın çıkmış ya, daha ne istersin? Zaman zaman keşke yazarlık nedir bilmeseydim, öğrenmeseydim, rahat rahat, umutsuzca yaşasaydım, derim. Sorunsuz insanlara imreniyorum. Tam ciddi şeyler konuşurken, birden işi futbola, sinemaya getirmeleri yok mu, insan bir anda içinde yaşadığı gizli şeyleri unutuyor. İçimizde sanki bir başkası var, ki o başkası da biziz. İkinci kişiliktir o. Ortaya çıkmanın zamanını bekler, sen farkında bile olmazsın. Her şey güzel, rahat, renkli derken birden koskoca bulutlar tepeden karanlığı indirir. O zaman kendinde yaşattığın şiire dön, varsa böyle bir şiir. Hangi şairler mi? Her şiir bir şairin yansıtılmasıdır dizelerde. Sendekini bil de çıkar ortalığa.
Gazeteler geldi. Havadisler, yaşa Oktu Bey... Çocukluğumdaki gazete satıcısının dostça seslenişi. Oktu Bey derdi. Öğleleri Fatih durağında beklerdi. Ne bekliyorsa. Sordum bir gün, “Böyle neyi, kimi bekliyorsun?” Sustu, sustu, şöyle bir baktı. Sen beni tanımıyorsun, ben de kimi beklediğimi bilmiyorum. Bir şairdi o, şairler her şeydir. Yaşamında bir şairin yoksa, boşuna yaşıyorsun demektir. Birçok şairin varsa yandın, hangi yoldan gideceğini şaşırırsın. Doğru yolu bulamazsın.
Makine olmasa yazarlık kalır mı? Elle yazabilmek senin işin değil. O karalamalardan bir şey çıkmaz. Olsa olsa kendi içindeki karmaşadır o duygular.
Gazeteler geldi mi? Bir ses geldi. Yeni ne var? Hep bildiklerin, dün de önceki günde okudukların, yarınlarda da okuyacakların. Kısacası boşuna okuma, boşuna yazma.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Yıkılması gerekiyor!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!