Ülkemizi sanki önlenemez bir güç silkeledi ve kendisine getirdi. Bu güç, halkın talebi olan değişim isteğiydi. Bu değişimin ilk örneği kulüp bazında Ali Koç ile oldu. Halk istedi, Ali Bey göreve geldi. Ancak biz bu değişimi çok fazla okuyamadık. Hele küme düşme hattına inen bir Fenerbahçe olunca olayı çok fazla derinlemesine analiz edemedik. Oysa konu sadece bir futbol olayından çıkmış, ülkenin meselesi haline gelmişti. Çünkü, Türkiye değişim istiyordu! O değişim de önce 31 Mart’ta, sonra da 23 Haziran’da gerçekleşti.
Detayları anlatmaya hiç gerek yok. Belediyeler bu değişimin tam ortasında. Ve artık seçilenlerin omuzlarında büyük bir spor yükü var.
Hiç unutmam, rahmetli Adnan Kahveci bana bir konuşmamızda şöyle demişti: “Hocam, siyasi hayatımda üç insan tipi gördüm. İyiler, kötüler ve şu belediye başkanları... Yıllar bana şunu gösterdi, başkanlar seçilir seçilmez önce kapıları sökerler, daha sonra içerideki kapıları öyle kapatırlar ki kimseler içeriye giremez. Onları oraya taşıyan güçleri görmezden gelirler. Vefayı bir semt adı olarak hatırlarlar.”
Şimdi konumuza dönelim. Halk, bugün için merkezi spor yönetiminden umudu kesmiş, yerel yönetimlerden bir şeyler bekliyor. Haksız da değiller, son yıllardaki sportif başarılar hormonlu sporcular, ismi değiştirilmiş ithal şampiyonlarla geldi, gençlik sporu sadece izledi.
Bu bağlamda Ali Koç’un yarattığı değişim rüzgârını siyasi arenaya yönlendiren Ekrem İmamoğlu’nu, Lütfü Savaş’ı, Zeydan Karalar’ı, Vahap Seçer’i, Tunç Soyer’i zorlu görevler bekliyor. Çünkü, gençliğin spora bakış açısını bu isimler yapacakları altyapı yatırımı ile değiştirebilir.
Hepimiz biliyoruz ki, futbol meraklısı spor basını ile şimdiki merkezi spor yönetimi sınıfta kalmış durumda. Çünkü özerk spor yönetimi, mali açıdan merkeze bağlı olduğu için santim ilerleme kaydedemiyor. Umut belediyelerde. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer Bey’den çok umutluyuz, geçenlerde bir spor hamlesi başlatmış. Umarız arkası gelir. Çünkü gelmezse, merkezi yönetime sesi çıkmayan halk, “Oy verdik, hani sporda hamle” sorusunu sorar seçilen başkanlara.
Görünen o ki, sporda başarı artık yeni belediye başkanlarının omuzlarında. Ne dersiniz spor, sosyal belediyecilikle kalkınır mı? Biz onları çok yakından izleyeceğiz. Bakalım onlar bu değişimi yapabilecek mi? Yoksa eleştirdikleri düzenden daha kötü bir düzen mi ikame edecekler. Bekleyip göreceğiz.