Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sıcak Para Morfinine,Faiz Rüşveti

28 Ekim 2011 Cuma
\n

\n\n\n

Dolar kurunun 1.70 TL, derken 1.80 TL, oradan 1.90 TL basamağına doğru amansız çıkışına rezervlerden döviz satarak, yani yangına köpük sıkarak müdahale etmeye çalışan Merkez Bankası sonunda bununla baş edemeyince, hiç de sürpriz olmayan yola başvurdu: Gecelik faizi yüzde 12ye kadar yükseltti. Yüksek faizle soğuk bir iklime girdik demektir. \n

\n

Bunu neye çare olsun diye yaptılar? Basın toplantısında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı lafı evirip çevirmedi, sıcak paranın kaçtığını ve geri getirmekten başka çareleri olmadığını, faizi de bunun için kullandıklarını ifade etti. Dedi ki: Küresel ekonomiye dair belirsizliklerdeki artışa ve risk iştahındaki bozulmaya paralel olarak bu dönemde gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışları gözlendi. Yani, sıcak para kaçtı, dedi. Peki Türkiyede ne oldu? Ağustos ayından itibaren küresel risk iştahındaki bozulmanın devam etmesi Türk lirasının aşırı değer kaybetmesine yol açtı. 2010 yılının Kasım ayından bu yana değer kaybının birikimli olarak yüzde 30lara ulaşmış olması, enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya başladı…”\n

\n

Tespit ve önlem gerekçesi belli: Sıcak para kaçtı, kaçınca döviz tavana vurdu, enflasyonu da kamçıladı. Biz kur tırmanışıyla başa çıkamadık, sıcak para geri gelsin diye faizi yükselttik. Yükseltilmiş faiz, sıcak parayı geri çekebilir, döviz kurunu aşağı çeker, enflasyonun körüklenmesini de önler Operasyonun tercümesi budur. Bu, aynı zamanda öteden beri ifade edilen, Türkiye ekonomisinin kıblesinin dış kaynak, özellikle sıcak para olduğunun da yeniden itirafıdır ve sıcak para morfini olmadan ayakta kalınamadığının ama her çözümün bir çözümsüzlüğü davet ettiğinin de tescilidir. \n

\n

Kurdaki tırmanışı frenlemek, sıcak parayı yeniden çekmek için yüksek faize çark ettiren gelişmeleri, Temmuz 2011 sonrası izleyelim. Temmuzda cari açık 5.3 milyar doları, ağustosta 4 milyar doları buldu. Buna karşılık bu açığı finanse edecek sermaye girişi, temmuzda 4.6 milyar dolar iken ağustosta yerini kaçışa bıraktı ve sermaye çıkışı 0.5 milyar dolara yaklaştı. Bu durumda döviz rezervleri temmuzda 665 milyon dolar azalmışken ağustostaki azalma 4.4 milyar dolar gibi alarm verici bir boyuta ulaştı. Rezerv erimesinin eylül ve ekimde de sürdüğü, yeni cari denge verileri açıklanınca görülecektir. Sermaye girişinin yerini sermaye kaçışına bırakmasıyla, dolar kuru 1.90 TLye doğru seyretti. Gidişat tehlikeliydi. \n

\n

***\n

\n

Dövizde tırmanış, AKP iktidarının açıkladığı Orta Vadeli Program hedeflerini altüst edebilirdi. 2011 için hesaba katılan ortalama dolar kuru 1.67 TL. 2012 için bu öngörü 1.73 TL. Öte tarafta, Avrupadaki çalkantının da etkisiyle dolar başını almış gidiyordu. Merkez Bankasının döviz satarak kuru terbiye etmesi pek işe yaramadı. Dahası, Merkeze güveni sarstı. O zaman da kaçınılmaza başvurdular ve şimdi faiz silahını çekerek gecelik borçlanma faizini yüzde 5lerden yüzde 12lere kadar yükselttiler. \n

\n

Umulan şu: Yükseltilen faiz, dolarlaşmayı gevşetir, sıcak parayı geri çağırır, ayrıca munzam karşılıklarla bankalardan döviz takviyesi yapılıp rezerv güçlendirilir ve dolar kuru, örneğin 1.75 TL gibi tahammül edilir bir yere geriler. TLnin değer kaybı böylece frenlenirse, ithalattan kaynaklanan enflasyon rüzgârının da önü alınacak. Böylece, MBye göre 2011 enflasyonu yüzde 9un biraz altında gerçekleşecek, çift rakama sıçramayacak. \n

\n

Bundan sonrası ne olur? \n

\n

Yüksek faiz, soğuk bir iklimin aracıdır. Bu faizin yeterli olup olmayacağı, Avrupa krizinin seyrine de bağlı. Yunanistanın borçlarını silme ve Avrupa Kurtarma Fonunun kaynaklarını arttırma kararı karşısında, faiz rüşveti, sıcak paranın dönüşüne yeterli olacak mı? Yükselen faiz, ekonomiyi ister istemez durgunlaştırır. Tüketici kredi faizleri yükseltildi bile. Bu, iç talebin daralması, büyüme hızının düşmesi ve istihdamın gerilemesi gibi tatsız sonuçları kaçınılmaz kılar. Yüksek faiz, bütçeden kamu borç faizine giden payı, sağlık, eğitim gibi sosyal harcamalar aleyhine arttırır, yeni vergileri kaçınılmaz kılar. Sıcak paranın faize çok olumlu tepki verip dönmesi halinde ise döviz daha da ucuzlar, ama ucuz döviz de yeniden ithalatı hızlandırır ve cari açıktaki kronik büyüme azalmaz, sürer. Bu da başa dönmek demek. \n

\n

Sonuç: Olmuyor; morfinmanın çaresizliği gibi Türkiye ekonomisi sıcak para ile de sıcak parasız da yapamıyor, bağımlılığı azalmıyor ve bunun sonucu olarak hastalıklı bünyenin gücü iyice azalıyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları