Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kürtler Bahane,Tepişme Şahane...

13 Şubat 2012 Pazartesi
\n

\n

MİTe yan bakan savcıların, polis şeflerinin kızağa alınmasının ardından şimdi nefeslerimizi tutup Meclise odaklanacağız. Bakalım, MİT elemanlarının sorgulanmasını Başbakanın iznine bağlayan yasa önerisinde tavır ne olacak? AKP grubu, hiç firesiz yasaya destek olacak mı? Grupta çatlak oluşursa, filler tepişmesikızışacak demektir.

\n

Cemaat kanadı, daha şimdiden savcılara ve polis şeflerine dokunmaya fena bozulmuş görünüyor... 12 Şubat Pazar tarihli Zamana bir göz atın, görürsünüz. MİTçiler sorgulansa meğer ne sorular sorulacakmış... Görevden alınan savcıların haklılıklarını tarih hep yazmış... Bu kan yerde kalmaz, bizden söylemesi...

\n

Yakın zamana kadar AKP şakşakçısı iken RTEnin kışkışlamasıyla ortada kalan medyadaki yetmez ama evet takımı, bu kapışmayı fırsat bilip tekrar RTEye kuyruk sallamaya, şirin görünmeye başladı. Çatışmanın adını hemen, Kürt meselesinde farklı tavır koydular. Güya, cemaatçiler, Kürt meselesinde şahindiler, operasyonu dayatıyorlardı. Kutsal İttifakın RTE kanadı ise (MİT ile birlikte) müzakereci, barışçı kanattı. MİTin Oslo görüşmelerinin üstüne gitmek haksızlıktı. Bu sorun ancak ve ancak müzakere ile çözülebilirdi. Bir anda, konu Kürt meselesi ve çatışmanın çerçevesi de yöntemde anlaşamamak olarak çizildi. Böyle bir durumda ne yapmak gerekirdi? Tabii ki müzakereci tarafın yanında saf tutmak...

\n

Bu cenahın en ateşlisi Cengiz Çandarın yazdıkları şapkanızı uçurur. Bu, esas olarak Başbakan Tayyip Erdoğana yönelik bir yargı darbesi girişimidir. Bu. bir sivil darbe girişimidir. Tıpkı, Ergenekon davasının konusu olan askeri darbe girişimleri gibi siyasal iktidarı hedef almıştır diyen Çandara göre darbeye niyetlenenler de cemaatin sahiplendiği bürokratlar... Ama o, onları cemaatin adamları olarak görmüyor. Onların yaptığı, “geleneksel bürokratik devletçi yapının siyasal iktidara başkaldırısı ve meydan okumasıdır.” …Ha gayret... Yeniden yer açarsınız RTEnin koltuğunun altında kendinize...

\n

***

\n

Zirvedeki tepişmenin Kürt sorunu ile ilgisi olmadığı çok açık. 2011 ortalarından bu yana koalisyonun iki kanadı da; cemaatçiler de, RTE tarafı da Kürt siyasi hareketine karşı şiddeti seçtiklerini, davul zurna ile ilan ettiler ve o tarihten bu yana bir politik kıyımı sürdürüyorlar. Bu konuda henüz bir politika değişikliği iki tarafta da yok. Ama Kürtler, çatışan taraflar için Bahaneoluşturuyor. Her birinin çekmecesinde diğeri için kullanacağı kırmızı dosyalar var. Cemaatin dosyalarından biri anlaşıldı: Ele geçirilemeyen MİTi, PKK ile yapılan Oslo müzakereleri üstünden vurmak. Hatta, itaat etmez ise RTEyi de aynı dosya ile vurmak. Cemaatin, MİT ekibini, içine sindiremediği ve kendi yolunda ayak bağı gördüğü açık. Sadece cemaatin değil, dış odakların ABDnin, İsrailin belli mihraklarının da MİTte kırılmaya uğrayan politikalarından dolayı şikâyetleri olduğu muhtemel. MİTin de hasımlar karşısında boş durduğu sanılmasın.

\n

Peki ne olacak? Bu çatışma yatışmaz, sürer. RTEnin 2014e dönük Çankaya ve Başbakanlık koltuklarını birlikte elinde tutma planını cemaat hazmedebilmiş değil. Çekmecedeki yeni oyun planlarını görmemiz için çok zaman geçmeyecektir. Burada önemli olan soru şu: Filler tepişirken çimenlere ne olacaktır? Bu kadar parsellenmiş bir emniyet, yargı, MİT ile yurttaş kendini nasıl güvende hissedecektir? Yabancıların gözünde, Türkiyedeki politik istikrar görüntüsünün bir yalan olduğu da ortaya çıkmış bulunuyor. Bu filler tepişmesi ortamının, ürkek sermayeyi nasıl tedirgin edip ne tür hasarlara yol açacağından söz etmiyorum bile

\n

Baykal, Büyükanıt kriptosu

\n

Toz duman içindeki gündemde öne çıkmasa da konuşulan bir konu da 24 Kasım 2008 tarihli ABD kriptosu. Bir WikiLeaks belgesi olarak kaç zamandır ortalıkta olan bu belgede, polisin ABD elçiliğine brifing verdiği ve bu polis brifinginde Baykalın rüşvet aldığı, Büyükanıtın kızının özel fotoğaflarının polisin elinde olduğu gibi iddialar var. Bu belgeye, tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan ile Barış Tekoğlu, “Sızıntı adlı kitaplarında yer verdiler. Aydınlık ve Yurt gazetesi, belgeyi haberleştirdiler.

\n

Gelin görün ki 24 Kasım 2008 tarihli polis brifingi kriptosu, Sızıntı kitabından önce Tarafta 19 Mart 2011 günü yayımlandı. Ama Taraf, polisi korurcasına Yaşar Büyükanıtla ilgili bölümü sayfalarına taşımadı. Emniyet de, Tarafa ilişmedi. Ancak brifingde yer alan Büyükanıtın kızının fotoğraflarının ABDlilere gösterildiği bilgisi, Sızıntı kitabında yayımlanınca Emniyet, bu brifingi yalanlamaya yeltendi.

\n

Aynı belge, Cumhuriyette de kullanıldı. Ama birinci sayfadan, manşetten değil. Işık Kansu 26 Eylül 2011 tarihli gazetede, 13. sayfadaki köşesinde, belgenin Anayasa Mahkemesi ile ilgili kısmına yer verdi. Belgenin tamamı birinci sayfadan verilip takipçisi olunamaz mıydı? Başkaları, hem de aylar sonra, aynı belgeyi ısıtıp toz kaldırmayı biliyor işte...

\n

Ya Baykal? Bu belge 10 ay önce Tarafta yayımlanırken neden suskun kaldı da ancak bu hafta yargıya gitti? Baykalın avukatı Muzaffer Yılmaz, iki sayfalık suç duyurusu dilekçesini Başsavcılığa 9 Şubat 2012de verebildi.

\n

(*) 24 Kasım 2008 tarihli kriptonun tamamını şu linkten okuyabilirsiniz: wikileaks.org/cable/2008/11/08ANKARA2041.html

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları