Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kürt Cephesinde Yeni Ne Var?

24 Mart 2012 Cumartesi
\n

Kara kışın geride kalıp baharla birlikte silahlı çatışmanın beklendiği Kürt gündemine, AKP rejimi, beklendiği gibi kendince yeni bir açılımsinyali verdi. Aslında 3.5 milyon seçmenin oy verdiği bir siyaseti KCK operasyonları ile, ateşle barutla sindirmek mümkün olmayacağına göre, müzakereye dönmeyip de ne yapacaktı?..

\n

Şimdi mesele, müzakerenin gerçekten çözüm bulmaya dönük mü, yoksa oyalamaya dönük olarak mı gündeme getirildiğinde. Kürt siyaseti ile çözümü müzakere ediyor görünürken oyun içinde oyun tezgâhlamak da mümkün. Ne gibi? Kürt taban ile siyasetin arasını açmak gibiİslamcı Kürt partisi kurdurmak ya da Kemal Burkay taşını oynamak gibi Irak, Suriye, İran Kürt bölgelerinde ortaya çıkan akıl çelici oluşum fikirlerini yatıştırmak gibi

\n

Müzakere zemininde 4 başlık var, isteyen buna kısıt diye de bakabilir. Birincisi, AKP rejimi, BDPye bildik bir şeyi dayatıyor; İmralıyı, Kandili bırak gel bizim muhatabımız ol... Muhataplık konusunda BDPnin inisiyatif almaktan kaçtığı yok. Ancak, önceden olduğu gibi, BDPye, önce PKK ile İmralı ile bağını kopardığını açıkla, onları lanetle, öyle gel diye dayatılırsa, bir arpa boyu bile yol alınamaz. İyi niyet, böyle dayatmalardan kaçınmaktan geçiyor. Hem sorun çözülmek isteniyorsa, pozitif politika yapılmak isteniyorsa, böyle şeylere gerek de yok.

\n

***

\n

İkinci başlık KCK ile ilgili. AKP rejmi KCKyi, PKK terör örgütünün şehir örgütlenmesidiye kodladı, kriminalize etti. İki yılı aşkın süredir bu terörist şehir örgütü üyesi olmak iddiasıyla 6 bin 500e yakın kişi gözaltına alındı, tutuklandı. Bunların profilinden bir kesiti BDP Eşbaşkanı Demirtaş şöyle veriyor: 6 milletvekili; 94 gazeteci ve 30 gazete dağıtımcısı; 36 avukat; 31 belediye başkanı; 7 belediye başkan yardımcısı; 5 belediye başkanvekili; 183 parti yöneticisi; 28 Parti Meclisi üyesi; 6 MYK üyesi; 2 eş genel başkan yardımcısı; 400’e yakın öğrenci...

\n

İktidar, KCKyi bildiği gibi kodlarken BDPnin bu kodlamaya şiddetle itirazı var. KCK, Kürt siyasetinin tanımına göre, sivil bir taban örgütlenmesi, yatay bir yönetim sisteminin adıdır ve henüz hayata geçirilmemiştir, sadece KCK hedefine doğru yerel meclisler, inisiyatifler, dernekler şeklinde taban örgütlenmelerine gidilmiştir. Yine BDPye göre bu yerel taban örgütlenmeleri sayesinde hem belediye, hem genel seçimlerde Kürt siyaseti büyük başarılar kazanmış ve kitle tabanını genişleterek kentlerdeki milyonlara yaslanan bir siyasi hareket durumuna gelmiş, ama fincancı katırlarını da ürkütmüştür. AKP, çareyi, kitlelere yayıldıkça güçlenen bu örgütlenmeyi kriminalize etmekte bulmuş, KCK operasyonlarına başlayıp hukuksuz gözaltı ve tutuklamalara gitmiş bulunuyor.

\n

Bir müzakere süreci başlayacaksa içinde 6 milletvekilinin de bulunduğu bu davanın seyri, akıbeti konuşulmadan herhalde mesafe almak mümkün olmayacaktır.

\n

***

\n

Üçüncü başlık, BDPnin Demokratik Özerklik talebinin karşısına Avrupa Yerel Yönetim Şartının konulmasıyla ortaya çıkacak uyuşmazlıktır. Kürt Sorunu ve Demokratik Özerklik kitabımı hazırlarken BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile bu konuları uzun uzadıya konuştum. Avrupa Yerel Yönetim Şartı konusunda Kışanak şöyle diyor: Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını kabul edersek bu iş çözülür yaklaşımı doğru değil. Çünkü Türkiye Yerel Yönetimler Özerklik Şartını kabul edeli yıllar olmuş zaten. Bazı maddelerine çekince koymuş Mali kaynaklarla ilgili maddelerin tamamına çekince koymuş. İdari yapılanmadaki özerklik öngören maddelere tamamen çekince koymuş, merkezi yönetimin denetimi vesayeti ile ilgili maddelere çekince koymuş. Yani Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı sunulurken Türkiye en işlevsiz olabilecek maddeleri seçmiş Bu şartın kendisi yerel yönetimlerin özerk olmasına dair ilkeleri belirliyor. Şunlar şunlar yapılırsa yerel yönetimler özerk sayılabilir diyor. Ama bir model önermiyor. Bizim tartışmamızda kilit olan şey modeli tartışmak”.

\n

Kışanak, BDP olarak, Türkiyenin diğer bölgeleri için olduğu kadar, Güneydoğu için de taleplerinin Demokratik Özerklikolduğunu, ancak bu modelle yerelde halkın kendi kendini yönetmesinin mümkün olacağını ifade ediyor. Dolayısıyla, müzakere gündeminin temel çekişme alanlarından biri bu olacaktır.

\n

Dördüncü başlık eğitim meselesidir. Hükümet, Kürtçeyi ancak seçmeli dersolarak müfredata koymaya yanaşırken, BDP, Kürtlerin yoğun oldukları bölgelerde anadilde eğitim seçeneğinin önünün açılmasını istiyor. Bu da dördüncü tartışma başlığı gibi durmaktadır.

\n

Aslına bakarsanız AKP rejiminin 22 Mart tarihli Milliyet ve Taraf aracılığıyla, birbirine çok benzeyen birinci sayfa haberi ile gündeme soktuğu yeni strateji”, parlatılmıştemel taşları ve öngördüğü yol haritası ile pek bir yenilik içermiyor ve daha çok oyalama amaçlı görünüyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları