Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

GAP Ağaları ve Yoksul Kürtler...

26 Kasım 2011 Cumartesi
\n

\n

Türkiyede geniş ve potansiyeli yüksek topraklar denince akla hemen Güneydoğu gelir. Yeraltı ve yerüstü su potansiyeli yüksek bu coğrafyanın toprakları, Türkiye topraklarının yüzde 10u, ekonomik olarak sulanabilir arazisi ise Türkiye toplamının yüzde 20si büyüklükte. Güneydoğu Anadolu Projesi alanında 3.2 milyon hektar ekilebilir arazi var. Bu alanın yaklaşık 1.7 milyon hektarı sulanabilir arazi, kalanı ise kuru bitkisel üretim alanı. 2008-2012 dönemine ait GAP Eylem Planı, 1 milyon 60 bin hektar sahada sulamayı hedefliyor ve bu kapsamda 1232 km. uzunluğunda ana kanal yapımı öngörüyor. Ne var ki, bunların ancak yarısının inşaatına başlanabilmiş durumda.

\n

Toprak suyu beklerken, mülkiyet ne durumda? Bölgede özellikle Diyarbakır ve Şanlıurfa, toprak eşitsizliğinin en yüksek olduğu merkezler. TÜİKin son tarım sayımı verilerine göre, Diyarbakırda topraksız ve az topraklı ailelerin oranı yüzde 42. (22 bin aile.) Bunlar, toprakların ancak yüzde 4üne sahip. Buna karşılık, Diyarbakırda toprakların yüzde 41den fazlası ailelerin yüzde 3ünün kontrolünde. Şanlıurfada da 10 milyon dekara yakın arazinin yüzde 30una yakınının ailelerin yüzde 1.5ine ait olduğu görülüyor.

\n

\n

Diyarbakır ve Şanlıurfada gözlenen yüksek toprak temerküzü, uzun yıllara dayanan feodal mülkiyet ilişkilerinin bir mirası. Cumhuriyet tarihi boyunca el yakan sorunlardan biri oldu toprak reformu. Hiçbir iktidar, toprak ağalarını karşısına alacak bir reforma cesaret edemedi. Miras yoluyla ve büyük toprak sahiplerinin kent burjuvazisine dönüşmesi sürecinde belli toprak parçalanmaları olsa da, Güneydoğuda hâlâ bir toprak reformunu gerektirecek mülkiyet uçurumu var. Ama kim yapacak? AKP iktidarı, Kürt toprak beylerini karşısına almak yerine, onlarla ittifak arayışında. Sulama yatırımları ile tarım kapitalistlerine dönüşmeleri beklenen Kürt feodalleri, AKP için bulunmaz müttefik.

\n

Kürt siyasi hareketi ise doğuşunda anti-feodal bir söyleme, yoksul köylülüğü taban sayan bir profile sahip iken zaman içinde ulusçu damarı ağır basınca Kürt feodalleriyle hesaplaşmayı gündemden düşürdü, yoksul köylüyü topraklandırma maddesini programının neredeyse en arka sıralarına attı.

\n

Kürt nüfus, tarım kökenli. Şimdilerde çoğu, açlık ve şiddetten yılarak kent merkezlerine işsiz kitleler olarak yığılmış durumda. Kentteki bu potansiyelin yanında Güneydoğu nüfusunun hâlâ yüzde 45i kırlarda ve önemli bir kısmı topraksız ya da yeterli toprağa sahip değil.

\n

Bölgede resmi olarak yüzde 15in üstüne çıkmış olan tarım dışı işsizliği azaltmanın yolu, tarıma dönüşte yatıyor. Etkili bir toprak reformu ile devletin toplulaştırdığı 2 milyon hektar araziye, büyük toprak sahiplerinden kamulaştırılacak başka arazilerin katılması ve bunların topraksız, az topraklı köylünün tasarrufuna verilmesi, onların demokratik kooperatiflerde örgütlenerek üretim, pazarlama, kredi alanlarında bu örgütlülükle hareket etmelerinin zemininin yaratılması gerekiyor.

\n

Bir de bölgenin mayınlı toprakları var. Toplamı 13.600 hektarı bulan bu bereketli toprakların mayından arındırılması ile ortaya topraksız köylüye dağıtılacak önemli büyüklükte bir arazi çıkıyor. Mayınları temizleme işi TSKye bırakılmış ama parası merkezi bütçeden ödenecek. Gelin görün ki, AKP iktidarı, her nedense, bu işi de ağırdan alıyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları