Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çözüm ArarkenKürtleri Anlamak...

18 Haziran 2012 Pazartesi
\n

\n

\n

\n

\n

Gündemin ilk sırasında yine Kürt sorunu veçözümiçin çabalar var. CHPli iki milletvekilinin, komisyonlar kurulması için Meclis Başkanı Çiçeke öneri vermeleri ile başlayan süreç RTE ile Kılıçdaroğlunun buluşması ile ilerledi ve çözümkonusunda iyi niyet ifadelerinin ardından, RTE, CHPye, MHPyi ikna edin, olmazsa biz bir araya gelebiliriz diyerek kapıyı araladı. MHP için, Kürt sorunudiye bir şey zaten yok ve bunu bir sorun olarak niteleyenler zaten hıyanet içinde. Dolayısıyla, MHP, bu bahiste el freni. \n

\n

Konuçözümolunca, hangi çözüm sorusunu tartışmaya geçemeden adımlar ikişer üçer atlanıyor, akla ilk gelenreformlarüstünden tartışmaların dehlizlerine dalınıyor. Kürt siyasetinin aslarından Leyla Zananın, Bu sorunu çözse çözse Erdoğan çözerkerametinde bulunması, Kürt mahallesini iyice karıştırdı. Bunca yılı bulan, Kürt halkının kendi gücüyle, binlerce cana mal olan mücadele ile kazanımlarından hiç dem vurmadan, RTEye bahşedilen bu keramet de neyin nesi, diye açık ya da örtük eleştiriler geldi Zanaya... \n

\n

Çözüm, çözüm... Hangi çözüm? Sorunu doğru tanımlamada, beklentileri doğru okumada mutabakat var mı? Çözüm diye ortaya konan şey Kürtçeyi seçmeli dersler arasına almak mı? Demeçlerden anlıyoruz ki Kürtçe, seçmeli ders olarak yeni eğitim sisteminin ikinci dörtlük diliminde haftada iki saat,Yaşayan Diller ve Lehçeleradı altında verilecekmiş. Ama bunun için en az 10-12 kişilik talep gelmesi de gerekiyormuş. Anadilinde eğitim mi istiyordunuz, alın size anadili!.. Anadiline, yabancı dil muamelesi yapılması hangi Kürtü isyan ettirmez? Daha 18-20 yaşında kendini dağa vurmuş, insanlık dışı şartlarda yaşamayı öğrenmiş, ölmeyi, öldürmeyi göze almış bir Kürt gencine Çözümünüz bulundu, Kürtçe artık seçmeli ders müjdesini verdiğinizde,çözümü sunmuş ve silahı bırakmaya ikna etmiş mi olacaksınız? Kargalar bile güler buna...\n

\n

*** \n

\n

PKKsi, BDPsi, DTKsi ile Kürt siyasi hareketinin, liderleri Abdullah Öcalanın formüle ettiği beklentilerini anlamadan, kırmızı çizgilerini anımsamadan bir çözüm çabası içine girmek nafile namazı kılmak gibi bir şey. Kürtler, Kürtçenin, bir yabancı dil gibi seçmeli ders olarak öğretilmesinden değil, isteyen Kürtlere, tüm eğitimin Kürtçe verilmesini istiyorlar. İspanyada Katalunya bölgesinde Katalanca eğitim veren okullar ne ise, Kuzey Irakta Kürtçe eğitim veren okullar ne ise, onu Türkiyede de istiyorlar bir hak olarak. Bunun pratiği nasıl olur, detayları konuşuruz, diyorlar. Bu beklentinin, talebin yanında seçmeli ders Kürtçenin esamesi bile okunmaz. \n

\n

Başka ne istiyor Kürt siyasi hareketi? Öncelikle, kentlerdeki örgütlenmeleri üstünde KCK operasyonları ile estirilen politik kıyımın sonlandırılmasını istiyorlar. En son Van Belediye Başkanı Bekir Kayayı tutuklamaya vardırılan operasyonlardan dolayı mağdur Kürt siyasetçisi, seçmeni, kadrosu 7 bine yaklaşmış durumda. Bu, ceza ve tutukevlerinde terörbaşlığıyla tutuklu nüfusun dörtte üçüne varan bir sayı. Silaha külaha bulaşmadan kentte siyaset yapanları terör sanığı olarak aylar, yıllar boyu içeride tutan, bu yolla sindirmeye, yok etmeye çalışan anlayış terk edilmedikçe, tutuklu 5 Kürt milletvekili Meclise gelemedikçe, diyalog zemini nasıl yaratılacak? \n

\n

*** \n

\n

Kürt sorunu anadili sorunundan ibaret değil elbette. Kürt siyaseti, 1990dan bu yana ayrı bir devlet, federasyon türü hedefleri olmadığını deklare etti. Toprak bütünlüğü içinde bir arada yaşamayı, tek devlet, tek başkent ile bir arada yaşamayı bizzat Öcalan açıkladı. Ama burada ısrarla istenen tabanın demokratik yönetimine imkân verecek idari reformlar. Demokratik özerklik modelinde ifadesini bulan bölgesel yönetime geçiş, Kürt siyasetinin temel taleplerinden. \n

\n

Bunu, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olarak anlamak isteyenler ağırlıkta. CHP, Avrupa Yerel Yönetim Şartının tüm veçheleriyle çerçeveli uygulamasını Kürt paketinin içinde zikrediyor. Bu yaklaşım, örneğin BDP yönetimince, Kürt siyasetinin beklentilerini karşılamayan, sadece belediyelere belli demokratik pencereler açan iyi niyetli, ancak yetersiz bir öneri olarak görülüyor. Alternatif olarak önerilen demokratik özerklik ise sadece Güneydoğu için değil, Türkiyenin genelinde bir yönetim reformunu öngörüyor. İstanbulundan Akdenizine, Karadenizinden Egesine tüm Türkiyenin 20 dolayında özerk bölge biçiminde kümelenmesi öneriliyor. Ankaradaki merkezi hükümette, onun bakanlıklarında ve bağlı genel müdürlüklerinde tekelleşen yetkilerin yerele kaydırılması öneriliyor. Merkezin yetkileri ile bölgelerin yetkilerinin anayasada yeniden tanımlanması ve özerk bölgelerin yerel parlamentolar, yerel hükümetlerle idare edilmesi öngörülüyor.\n

\n

Kürt siyaseti, yerinden yönetimin ülkenin demokratikleşmesine, bölgesel eşitsizliklerin azaltılmasına, mağduriyet ve mahrumiyetlerin azaltılmasına yarayacağına inandığı gibi, özerk bölgeleşme ile tüm etnik, dinsel, cinsel kimliklerin özgürce ifadesi ve yaşatılmasına dönük çözümlerin de bölgelerin kendi içinde üretilebileceğini vurguluyor. \n

\n

Görüldüğü gibi, terörü bitirelim, çözüme odaklanalımtürü, Leyla Zanayı bile heyecanlandırıp RTEde keramet aramaya yönelten söylem seli, kendi başına beklenenleri önüne katıp getirmiyor. Çözüme niyetlenirken, çözüm üretmeye dönük diyalog başlatırken Kürtlere kulak vermek, Ne istiyorlar? diye sormak gerek. \n

\n

Benden bu kadar, diye kestirip atmalar, Kürt sorununu çözmeye değil, kendi iç sorunlarınızı çözmeye dönük hamlelerden ibaret kalır ve kimseyi ilerletmez

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları