Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çarşı Uyuma,İnönü'ye Sahip Çık!..

25 Şubat 2012 Cumartesi
\n

Bizim Beşiktaşın ataları, önce Taksimdeki Topçu Kışlasının yerinde, sonra da Çırağan Otelinin arsası, Şeref Stadının toprak zemininde, top koşturmuşlar. Birinci Sanayi Planı ile yatırımların Anadoluya yönlendirildiği 1930lu, 1940lı yılların asude İstanbulunda kent planı yapılırken Maçka Parkını da içine alan yeşil alana bir de stadyum planlanır ve 1939da İtalyan mimar Paolo Vietti Violi ile mimarlarımız Fasıl Aysu ve Şinasi Şahingiray kolları sıvarlar. Yaklaşık 8 yıl emek verilir ve 27 Kasım 1947de İnönü adı verilen bu Cumhuriyet yapıtında açılış maçını Kara Kartal, İsveç takımı AIK Solna ile oynar. İlk golü Süleyman Seba atar, ama yine de konuk takım, maçı 3-2 kazanır.

\n

Stadımıza DP iktidarı 1952’de Mithatpaşa adını uygun görür ama 1973te yeniden İnönü Stadı adını alır. İki yıl önce İnönünün başına, Fi Yapı gibi ucube bir eki birkaç dolar uğrunaekletenleri, bu ayıplarıyla baş başa bırakıp devam ediyorum. İnönünün zarafeti, tribünle saha arasındaki uyum oranından gelir. 2000 başlarında Beleştepetarafına eklenen gecekondu tribünlerle 32 bin kişilik kapasiteye ulaşmakla beraber, ilk darbe vurulmuş oldu. Oysa Stadımız, eski haliyle The Times gazetesinin 90lardaki bir araştırmasında dünyadaki en iyi 10 stad arasına girerek 4üncü seçilmişti. Trafiği, işleyiş düzeni, çevre ile uyumu, bu derecelendirmede dikkate alınmıştı.

\n

Dolmabahçe Sarayı ile bütünleşen, tarihi-doğal peyzaja saygılı bir siluet hassasiyeti içinde tasarlanmış İnönünün bu uyumuna vurulan son darbe ise AKP tünelleridir. Stad ile Dolmabahçe Sarayı arasındaki kavşağın bir şimdiki halini, bir de tüneller öncesi halini getirin gözünüzün önüne. Trafiği rahatlatmak ve ulaşımı kolaylaştırmak adına, atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmiş midir? İstanbulun bu değerli noktasındaki battı-çıktı tünellerine katlanmaya değdi mi yapılanlar? Tünel öncesi ve sonrasını gözünüzün önüne getirin: Gelen, gideni aratır oldu. Kördüğüme döndü Dolmabahçe kavşağıTaksim Meydanı için düşünülenler de aynı akıbeti yaratacak, kuşkunuz olmasın. Battı-çıktı tünelli, viyadüklü proje sonrası kent peyzajından da olacağız, meydanın o kozmopolit, canlı ve cazibeli havasından da

\n

***

\n

İnönü ve çevresine esaslı darbe girişimi ise sürekli gündemde tutuluyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 12 Mart 2011de diyordu ki:BJK yönetimi, içinde AVM, otel ve altında 2 bin 500 araçlık otopark bulunan 42 bin kişilik stadyum öneriyor. Ben Dolmabahçe bölgesini daha da tahrip edenlere göz yuman bir kültür bakanıolarak tarihe geçmek istemiyorum.

\n

Bakan öyle diyordu ama kabine arkadaşı Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, önceki gün adeta cinayeti haber veriyordu. Kılıç, Otel ve alışveriş merkezi yapımı, projenin dışında bırakılacak. Bu yöndeki haberler, yorumlu ve abartılıdır... Olimpiyatlara giden yolda Saracoğlu ve TT Arenadan sonra Beşiktaş Stadyumunun inşası da Türk sporuna ve olimpiyat sürecine önemli bir tesisleşme katkısı verecek diyor. Verilen örnekler, endişelenmemize yeter zaten. İnönüyü, Saracoğluna, Arenaya benzetmek istemek, Dolmabahçenin canına okumak değilse, nedir?

\n

***

\n

Oktay Ekinci, 26 Ocak tarihli Cumhuriyette, Bakan Günayın şu serzenişlerine de hak veriyordu:Bir mimarlık eseri olan İnönü Stadının yıkılarak, ticari mekânlarla birlikte daha büyük bir kütlenin Dolmabahçe Vadisine dikilmesi bana göre uygun değil. Bir Emek Sineması için gösterilen kamuoyu duyarlılığını bu konuda göremiyoruz; stadı koruma kararlılığımıza yeterli toplumsal desteği bulamıyoruz.

\n

Bir kültür mirasıolarak tescil edilen İnönü Stadı, Emek Sinemasına gösterilen haklı hassasiyeti, en az onun kadar, hak ediyor. Ama nerede? Nerede bir yanlışlık varsa orada karşılığıyla doğruyu savunan ve dost-düşman herkesin gönlünü fetheden Çarşı nerede? Bu kültür katliamı projesine karşı suskunluk, yanlışa ortak olmak değilse nedir?

\n

Kime öykünüyor, kimin stadına imreniyoruz? Kentleşme ilkelerine tümüyle aykırı, kaçak kat çıkar gibi büyütülen azman Şükrü Saracoğlu Stadını mı kıskanıyoruz? Fenerbahçe semtini, Oktay Abinin benzetmesiyle, King-Kong gibi ezen bir yasadışı imar darbesinin ürününü mü taklit edelim? Kime öykünüyoruz? Ali Sami Yene sahip çıkamayıp orayı devasa bir rant projesine terk eden Cimbom yöneticilerine mi? İstanbulun akciğerine, kuzeyine dokunmamak gerekirken Arenalarıyla bu yanlışa ortak olanların, Ali Sami Yen ismine sahip çıkamayanların yanlışına mı düşelim? Bu, Beşiktaşlılığa yakışır mı?

\n

Beşiktaş, rakiplerinden bu konuda da farklı olmalıdır. İstanbulun kent dokusuna, çevre ile uyuma, tarihe, kültür mirasına kıskançlıkla sahip çıkmalıyız. Tokgözlülüğümüzle, futbolun aşırı metalaşmasına karşı duruşumuzla herkese yeniden örnek olmalıyız ve buna Çarşı önderlik edip suskunluğunu bozmalı, stadıma dokunmadiyebilmelidir

\n

S-ta-dı-ma- Do-kun-ma!..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları