Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Avrupa 4 Parça... (1)
Bundan 2 yıl önce, 21 ve 23 Ekim 2009 tarihlerinde, bu köşede “AB Dağılabilir” başlıklı birbirini izleyen iki yazı yazmış ve şöyle demiştim: “AB’nin geleceği var mı sorusunu sormak, nedense çoğunun aklına, daha doğrusu işine gelmiyor. Gelmiyor ama gerçekle yüzleşmek gerek. AB’nin geleceği tehdit altında. Bu kriz AB’yi tel tel dağıtabilir, Avrupa rüyası bu krizle yerle yeksan olabilir. Bu kadar gerçek!...” İki yıl önce “Tel tel dağılabilir” dediğim Avrupa’nın, bugünkü halini 4 parça olarak nitelemek mümkün. 27 üyeli AB’yi neden 4 parçalı olarak nitelediğimi son göstergeleri kullanarak açıklamaya çalışacağım.
\nKüresel kriz sonrasının AB’sine bakıldığında öncelikle Avro alanı olarak nitelendirilen yapıdaki 17 ülkenin iki farklı gruba ayrıldığını gözlemleyebiliriz. Bunlardan ilkini Almanya’nın hegemonyasındaki, “Alacaklı güçlü grup”, diğerini ise Avro alanının “Borçlu zayıf halkalar grubu” oluşturuyor. Almanya’nın kontrolünde gerçekleşen Avro’ya geçiş süreci, küresel krizle bir kırılmaya uğradı ve tek paraya geçen ülkelerde farklı sonuçlara yol açtı. Almanya, süreçten en kazançlı çıkan ülke oldu. 1990’da Doğu Almanya ile birleşmenin yükünü kısa sürede üstünden attı ve yeniden AB’nin sermaye ihraç eden, cari fazla yaratan ihracat devi durumuna geldi. Fransa, küresel krizde ciddi sarsıntılara uğrasa da “Avro’lu hayat”ın ikinci büyüğü olarak Almanya’nın müttefiki durumunda. Süreci yönetmede Merkel ve Sarkozy’nin su sızmaz ittifakları, tek kişilikte birleştirilip “Merkozy” olarak ifade ediliyor. Küresel krizin etkilerini en erken atlatanlardan Hollanda, borç sorunu olsa da Belçika, diğer Avro’lu hayatla uyumlu ülkeler sayılabilir. Bu gruba Avusturya, Finlandiya ve Lüksemburg’u da katabiliriz.
\n\nAvrolu hayatla uyumlu 7 ülkenin dışında kalan 10 ülke ise ulusal paralarının yerini alan Avro ile özellikle kriz koşullarında, pek mutlu olamıyorlar. En büyükleri İtalya ve İspanya olan bu 10 ülkede Avro’ya geçiş, rekabet gücü kaybına yol açtı. Bu gruptaki ülkelerin ihracatları, ithalatlarının altında kaldı, cari (döviz) açıkları büyüdü ve açıklarını, özellikle Almanya ve Fransa’dan finanse etmek zorunda kaldılar. Avro formatında büyümede zorlanan bu ülkelerin kısa sürede bütçe açıkları büyüdü. Açıkların finansmanı, Alman ve Fransız bankalarından karşılandı. Bu grubun, kamu borçlanmalarının artışıyla kamu borç stoku/milli gelir oranları, Maastricht kriteri olan yüzde 60’ın çok üzerinde. Öyle ki bu oran 2010 sonunda Yunanistan’da yüzde 143’ün, İtalya’da yüzde 119’un üzerine çıktı. Avro alanının dördüncü büyüğü İspanya, büyüyen bütçe açıkları için dış borçlanmaya giderken acı reçeteler uygulamak zorunda kaldı ve işsizliği yüzde 21.5 gibi dudak uçuklatıcı boyutlara ulaştı.
\n\nİtalya ve İspanya, kriz koşullarında Avro’lu hayatı taşımakta zorlanan iki büyük ekonomi olarak öne çıkarken Yunanistan, Portekiz ve İrlanda diğer 3 mağduru oluşturuyor. Avro alanının Orta Avrupa’daki iki küçük ülkesi Slovakya ve Slovenya’yı da bu gruba eklemek mümkün. Avro alanının diğer küçük üyeleri, G.Kıbrıs, Malta ve Estonya da zayıf halkalar olarak nitelendirilebilir.
\n***
\nAvro alanının bu borçlu ve zayıf 10 halkası, borç çevirme telaşından, büyümeye fırsat bulamıyorlar. Büyüyemedikçe hazinelerine yeterli vergi girmiyor, buna karşılık kamu harcamaları sürüyor ve bütçe açıkları hızla artıyor, kamu yeniden ve yeniden borçlanmak zorunda kalıyor ama yüzde 7-8’lik faizlere rağmen, borç bulmada zorlanıyor ve borç yükümlülüklerini yerine getiremiyorlar. Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) isimli kurtarma fonu, öncelikle Yunanistan ve İtalya’yı suyun üstünde tutmaya, böylece alacaklı Alman ve Fransız bankalarının dibe çöküşlerini önlemeye çalışıyor. Ama bir yandan da Avro’lu hayata uyumsuz bu ülkelerle devam etmenin mümkün olup olmadığı sorgulanıyor. Aynı soruyu borçlu ülkeler de soruyorlar kendilerine ve halklarına. Dolayısıyla, herkes kendi senaryosunu kapalı kapılar ardında hazırlıyor. Almanya, Avro’ya uyumlularla bir arada kalıp uyumsuzları kendi eski paralarına terk etmenin, uyumlu hale gelmeleri halinde yeni kulübe almanın senaryoları üzerine çalışıyor. Borçlular ise Avro’yu terk edip ulusal paralarına dönerek yeni bir çıkış yolu bulmanın tartışmasını yapıyorlar. Ama görünen o ki, Avro temelinde bu 17 ülkeyi bir arada tutmak artık çok kolay değil. Ufukta, ilk elde Avro alanının daraltılması var.
\nAvro alanı dışındaki 10 AB üyesinin analizi ile yarın devam ederiz.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Erdoğan belayı satın aldı
- Yıkılması gerekiyor!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!