Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP-Cemaat Kavgasını Anlamak...

11 Şubat 2012 Cumartesi
\n

\n

Nefesler tutuldu. At izi, it izine karışmış gibi. Özel savcılar MİTçileri şüpheli olarak İstanbula çağırıyor. Aynı saatlerde İstanbul Emniyetinin şube müdürleri, Madem öyle, gel böyle denerek görevden alınıyor. The Tarafın RTEye, MİTi senden iyi bilirim Kasımpaşalıdiyen muhabirini MİTçiler izlerken muhabir, elemanları, polislere yakalatıyor. Altan biraderlerin MİTçe hukuk dışı dinlendikleri açıklanıyor. Kavga, gürültü Suçlamaların, ithamların bini bir para Neler oluyor?

\n

Gazete manşetleri bir âlem Merkez medya, ortadan gidiyor. Kadrajı oldukça küçültüp malumu manşet yapıyor: MİT Başkanı Sorguya Çağrıldı. İzleyen gün yine aynı: İfadeye Değil Köşke Gitti Yandaş medya, meşrebine göre manşet kuruyor. Cemaatçi Zaman, soğukkanlı başlıklarla yetiniyor. Star, Yeni Şafak, Sabah gibi RTE güdümlüler, yargıyı sorgulayıp MİTi kayıran manşetler atıyor. Sabahta, Ilıcak, Hocaefendinin yanında Yandaştaki liberaller, bu son rauntta RTE-MİT yanlısı.

\n

***

\n

Sıradan okuyucu olan biteni anlamakta zorluk çekiyor. Neler oluyor? İşin özüne inmeye çalışanlar azınlıktalar Yayın hayatına yeni başlayan Yurt, işin özüne yaklaşıyor: AKP-Cemaat Çatışması mı?”… Milli Görüşçüler tırnak çalıyorlar kıs kıs gülerek; Milli Gazetenin 10 Şubat manşeti; Derin SavaşBirgün, “Yiyin Birbirinizi Yurt (10 Şubat), “İsrail-Cemaat İşbirliği mi?..Aydınlıktan (10 Şubat) daha iddialı bir manşet: Cemaat Erdoğanı İfadeye Çağırdı Bu gazeteler, devletteki kargaşanın özünü okuyucularına anlatmaya daha çok yaklaşıyorlar.

\n

Ya bizim Cumhuriyet? Bizim başlıklar, ana akım medyanın manşetlerinden, yaklaşımlarından pek farklı değil. 9 Şubat manşeti Devlette Çatlak… 10 Şubat manşeti Fidanı Harcamadı Pek bir şey anlatmayan, suya tirit manşetler Oysa, aynı Cumhuriyetin köşe yazarları, olup bitenin ana çerçevesini, ince ayrıntılarını aylardır köşelerinde işliyor, yazıyorlar ama yazdıkları, köşelerinde kalıyor.

\n

Türkiye tarihinin en kritik işbirliği olan AKP-Cemaat koalisyonu (buna ABDyi eklemeyi ihmal etmeyelim) çatırdıyor. Bu koalisyona Okyanus ötesinden biçilen misyonu, okurlarına en iyi anlatanlardan biri Cumhuriyet yazarı Ergin Yıldızoğludur. Ergin, haftada iki kez en ücra ama en güvenilir kaynaklarını tarayarak dünya dengelerini, stratejileri, ABDdeki iç çatışmaları, yükselen Çini ve ABDnin Çin eksenli Ortadoğu politikalarını yazıyor. Bu analizler, Türkiyenin nereye oturtulduğunu ve çatışan iç politikaları anlamakta çok önemli katkılar.

\n

Koalisyonun nasıl çatırdamaya başladığını, kavganın nasıl alevlendiğini bir başka Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı da Aralık 2011den bu yana neredeyse pehlivan tefrikası gibi uzun uzun hikâye ediyor. Öngörüleri, bir bir çıkıyor. İki yazarın analizlerini bloglarından yeniden okumanızı tavsiye ederim.

\n

Ama bu zengin analizlerden, Cumhuriyet habercileri, yazıişleri yeterince nasipleniyor, birinci sayfalarını, manşetlerini bu yapı taşları ile örüyorlar mı? Dost acı söylermiş. Birinci sayfamız, başlıklarımız, gazetenin içini yansıtamıyor. Okura perspektif kazandırmada zayıf. Yazarların saptadığı eğilimlerin izini sürmede, haberlerle zenginleştirmede yetersiziz. Çuvaldızı batırmaya devam etmeliyim; Tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlunun hazırladığı Sızıntı - Wikileakste Ünlü Türkler kitabındaki inanılmaz belgeleri, öteki bağımsız gazeteler haberleştirirken Cumhuriyetin ıskalamasına ne demeli?

\n

***

\n

Olanları anlayabilmek ve izleyebilmek için bazı önermeleri hatırlatalım. Yaklaşık 10 yılı bulan AKP rejimi, bir Gülen Cemaati-dönek Milli Görüşçüler koalisyonu. AKP kabuğu içinde iktidarı paylaşan FG cemaati, bunu, Erbakan liderliğindeki partiler ile yapamamıştı. Çünkü yıldızları hiç barışık olmadı. Dünyaya ve ülkeye bakışları farklıydı. Erbakan millici; FG, küreselciydi. Erbakan anti-Amerikan, FG pragmatik Amerikancıydı... RTE ile Gül, milli görüş gömleklerini çıkarıp FG ile dil tutturunca, neoliberal Amerikancı Kutsal ittifak gerçekleşti ve adım adım yükseldi.

\n

Yeni koalisyon, iktidar olmanın ve iktidarda kalmanın ABD ile uyumdan geçtiğini biliyordu. ABDnin Ortadoğu politikalarını hayata geçirmek için de engel gördükleri asker, sivil dikenleri temizlemeye elbirliği ile koyuldular(*). Asker ve yargı vesayetini bertaraf etmelerinin ardından pekişen iktidarda paylaşım savaşları da kızıştı. RTE, Gülü tasfiye ederek Çankaya ve Başbakanlık koltuklarına hükmedecek yarı-başkanlık peşinde. Bu, koalisyon içi dengeleri, Cemaat aleyhine bozar. İktidar olmanın akçeli nimetlerinin, Cemaat ile AKPnin organik sermayedarları arasında paylaşım kavgası ise bir başka analiz alanı. Ama esas sorun, ABDnin Ortadoğu stratejilerinin uygulamada kırılmaya uğramasında çıkıyor. ABD, Suriye, İran, İsrail politikalarındaki beklentilerinde kırılma istemiyor. Bu beklentiye koalisyonun FG kanadı daha çok karşılık verirken, seçmen karşısında sırtında yumurta küfesi olan RTEnin AKPsi daha temkinli. Kürt sorunu, Suriye sorunu, İran ile ilişkilerde koalisyon ortakları arasında tam bir uyum olduğunu söylemek zor.

\n

İktidar parsellerinin paylaşımı ve daha çok alan kapmaya çalışmada nereye varılacağını anlamak isteyenlerin gözü, öncelikle ABDdeki iç güç mücadelelerinde olmalı. Oradaki Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin Ortadoğu, Çin eksenli politikaları, uygulama yöntem ve araçları, bizim buralarda iktidar kavgalarına yansıyor, yansıyacak, kaçınılmaz olarak.

\n

\n

(*) Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlunun hazırladığı ve Kırmızı Kedi Yayınevinin bastığı Sızıntı - Wikileakste Ünlü Türkler başlıklı kitapta istemediğiniz kadar belge var.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları