Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yer Adlarında Yersizlik!

18 Kasım 2013 Pazartesi

Türkiye’nin kültürel zenginliğinin en önemli unsurlarından olan yer adları, siyasi pazarlıklar masasının kozlarından biri haline getirildi
Yazının bulunuşundan bu yana 42 uygarlığa beşiklik etmiş Anadolu’da kurulan yerleşim yerlerine verilen adlar, bugün güncel olarak tartışılandan çok daha öte anlamlar ifade ediyor. Toprak bir yana sadece bu adlar üzerinde yapılacak bir arkeolojik kazı üst üste binmiş kültür katmanlarından şaşırtıcı kesitler verebilir.
İktidar bunu yapmak yerine yerel halkın isteği, hükümetin arzusu, Meclis’in onayıyla, demokratikleşme adımı olarak eski adları yenileyecek. Daha doğru anlatımla yeni adları eskisiyle değiştirecek.

***

Acaba bu eski adlar ne kadar eski? 100 yıl mı, 500 yıl mı, bin yıl mı, yoksa daha mı eski?
Şu ara elimdeki kitaplardan biri Prof. Dr. Bilge Umar’ın “Türkiye’deki Tarihsel Adlar” çalışması.
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de hocamız olan, öğrencilere ufuk açıcı bir öğrenme heyecanı aşılayan Prof. Umar kitapta Türkiye’deki 5 bin yerleşim yeri adının kökenlerini araştırmış. Zaman içinde uğradıkları değişimleri ortaya çıkarmış.
Prof. Umar’a göre Türkiye’de bugünkü Türkçenin yanı sıra, Hitit, Asur, Luwi, Urartu, Ugarit, Hellen, Rum, Ermeni, Kürt, Arap, İran, Selçuklu dillerinden binlerce yer adı var. En eski ve yaygın yer adı Luwi dilinden. Prof. Umar, konuyla ilgili tarihçilerin dışında bu dili fazla kişinin bilmediğini vurgularken Anadolu araştırmaları derinleştikçe Luwi sözcüğünün de yaygınlaşacağına dikkat çekiyor.
Batı Anadolu’da Yunanca, Doğu Anadolu’da Kürtçe olduğu sanılan yer adlarının çoğu Hititler döneminde Anadolu’da yaşamış olan Luwiler’den kalma.
Pek çok yer adı Türkçeye uyarlanırken de sadece ses uyumuna bakılarak uydurulmuş. Örneğin Roma İmparatoru Heraclius’tan adını alan pek çok yerleşim yeri ve doğal alan adı var. Bunlardan biri olan Marmara Ereğlisi’nin doğusundaki Herakleia Burnu’nun adı Erikli Burnu olmuş.
Samsun’dan Konya’ya pek çok büyük ilimizin adı ise Roma, eski Yunan döneminden daha geriye Hititler dönemine kadar gidiyor
Prof. Umar’a göre son olarak törenle yerine konan “Tillo” adının kökeni Süryani dilinde “Tepe” anlamına gelen “Til”den gelmiş, Kürtçe ağzına çevrilmiş olabilir. Çünkü bu adın saptanmış bir anlamı yok.

***

Vurgulamak istediğimiz o ki; binlerce yıldır göç almış, göç vermiş, göçlerin geçiş yolu olmuş Anadolu’daki yer adları Türkiye’deki kültürel zenginliğin kapağı. Biz bu kapağı açıp içinde ne var diye bakmadan adını pazarlık konusu yapıyoruz.
Örneğin Yunus Emre Divanı’nı alıp üstüne basit bir cilt kapağı takıp, “Dadaloğlu’ndan Seçmeler” yazsanız uygun düşer mi?
Diyelim ki tarihte bu tür mantık dışı uygulamalar olmuş. Bunları düzeltmek için tarihe saygı içinde çalışma yapmak yerine partiler arası pazarlıkla isim değiştirseniz komik duruma düşmez misiniz?
Anadolu’nun bütün kültürleri onu üreten insanların yurt sevgisiyle büyümüş, kardeş olmuş. İç içe girmiş.
Bugün akıllıca olan; birini ötekinden ayırma yarışına girmek değil, tümünün yaşamasını, Anadolu’nun daha da zenginleşmesini sağlamak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları