Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye'nin Seçenekleri...

10 Şubat 2013 Pazar

Avrupa Birliği (AB) üyeliği ile Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) tartışmalarının aynı günlerde

\n

yapılması, aslında Türkiyenin çok seçenekli konumunu ortaya koyuyor. Tartışma yanlış biçimde başladığı ve sürdürüldüğü için de kısır atışmalardan öteye gidilemiyor.\n

\n

Napolyonun, Coğrafya ülkelerin kaderini belirlersözü en çok Türkiyeye uyan bir tarif. Türkiye öyle bir konumda ki, dünyanın ekseni nereye kaysa bir ucunda biz oluyoruz. Zira Türkiye, dünya ile komşu.\n

\n

Yakın tarihin penceresinden bakıldığında bu, soğuk savaş döneminde de öyleydi, sonrasında da.\n

\n

Bugün yeni şekillenmeler yaşanıyor, Türkiye neredeyse her senaryonun bir parçası.\n

\n

***\n

\n

Güncel tartışmanın boyutunu daha da genişletelim, 21. yüzyılın ikinci on yılında Türkiyenin seçeneklerini sütuna yatıralım.\n

\n

Daha İstanbulu fethetmeden önce Balkanlara yerleşen Osmanlının yönü hep Batıya dönüktü. Cumhuriyet döneminde de Türkiye, Avrupa kurumlarının kurucusu ya da parçası oldu. Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden biri biziz. AB süreci ise daha farklı tartışmaların ve dengelerin sarmalında ilerliyor.\n

\n

Türkiye bugün sendikalardan üniversitelere, spordan siyasete kadar 300ü aşkın Avrupa kurumunun üyesi.\n

\n

Atatürk, dış politikayı şekillendirirken tek boyutlu bakmadı. Batıda Zagrebe kadar uzanan bir Balkan Paktına öncülük ederken Doğuda da Kâbili de içine alan Sadabad Paktının mimarı oldu.\n

\n

Uzun 20. yüzyıl sürecinde Türkiye, zaman zaman İran ve Pakistanı kapsayan Doğu arayışlarını kalıcı yapamadı.\n

\n

1991’de Sovyetler Birliğinin çökmesinin ardından bağımsızlıklarını ilan eden Orta Asya cumhuriyetleriyle ilk 5 yılda olağanüstü bir hareketlilik yaşandı. Bu devletleri ilk biz tanıdığımız için tümünde “01” numaralı diplomatik plaka Türkiyeye ait. Başlangıçta düzenlenen Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleribir dizi dalgalanmanın ardından geç de olsa kurumlaştı. Keşke başlangıçtaki heyecan, kalıcı yapılar üretseydi.\n

\n

Sovyetler Birliğinin dağılması Türkiyenin önüne bir başka işbirliği bölgesi daha açtı; Karadeniz. 1992de başlayan Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) zirveleri de beklenen düzeyde kurumsallaşmadı ama hâlâ Orta Asya gibi seçeneklerden biri.\n

\n

İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) 60a yakın ülkeye, 1.5 milyar nüfusa hitap ediyor. İçinde siyasal, ekonomik, toplumsal bütünlük olmasa da Türkiyenin yararlanabileceği önemli bir zemin.\n

\n

Akdeniz ülkelerinin bir araya gelerek oluştuğu topluluk en azından sporyapıyor. Akdeniz oyunları çok istikrarlı olmamasına karşın Türkiyenin katılımcısı olduğu organizasyon. Yönlendirici lider ülkelerin öncülük etmesi halinde Akdeniz havzası yabana atılacak seçenek değil.\n

\n

Türkiyenin coğrafi tariflerinden biri de Balkanların parçası olması. 20. yüzyılda Balkan ülkeleriyle pek çok ortaklık yaşandı.\n

\n

Ortadoğu en azından coğrafi kaderimiz. Buradaki ülkelerle ilişkilerimiz daha çok sorunları paylaşmak yönünde olsa da, her krizin fırsatı da beraberinde getirdiğini unutmamak gerek.\n

\n

ŞİÖ, 1996da Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistanın sınır sorunlarını çözmek için bir araya gelmesiyle oluştu. Başlangıçta adı Şanghay Beşlisi idi; zamanla sınır sorunları aşıldı, kadro genişledi, işbirliği derinleşti ve ŞİÖ oldu. Bu yapıyla Orta Asya kardeşliğimiz var.\n

\n

***\n

\n

Yukarıda sıraladıklarımızın hiçbiri ötekinin seçeneği değil. Hepsi Türkiyenin ufku.\n

\n

Avrupa, tüm ekonomik ilişkilerimizin yarısını oluşturan, 4 milyon insanımızın yaşadığı vazgeçilmez bir coğrafya.\n

\n

Asya, 11 milyon kilometrekarelik bir alanda 300 milyon insanın 25 ayrı biçimde Türkçe konuştuğu, çok büyük ekonomik fırsatları içeren bir coğrafya.\n

\n

Karadenizde en uzun sınır bizim.\n

\n

Akdenizin kuzeydoğu çatısı Türkiye.\n

\n

Atatürkün cumhuriyetin ilk yıllarında Batıda ve Doğuda attığı temeller bugün daha da güncel. Bütün mesele dünyaya tek gözle bakar gibi tek ufukla bakmamak.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları