Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halkın Kendini İs-patlaması!

06 Temmuz 2013 Cumartesi

Alanyadan 2 günlüğüne İstanbula gelen bir avukat bize de uğradı. Birkaç kez duruşma salonuna gelmişti, ilk kez \n

cezaevinde ziyaret ediyor.

\n

Böylesi beklenmeyen anda gelen sürpriz ziyaretçiler, kapalı bir havada birden güneş açması gibi gelir, içerideki insana.
Avukatın ziyaret nedeni, 1 Temmuz günü Çağlayan Adliyesi’nde,
“Kendimizi ihbar ediyoruz” etkinliğine katılmakmış.
31 Mayıs günü Taksim’de yaşananlarla birlikte Alanyalılar da kendiliğinden oluşan bir örgütlenmeyle meydanda toplanmışlar. Birden 15 bin kişi olmuşlar. Her yaştan insan varmış, en çok da gençler.
Bir ayrımlama yapmak gerekirse, en büyük katılımcı kesim,
“ilk kez böyle bir eyleme geliyorum” diyenlermiş. Toplanmalar günlerce azalıp artarak devam etmiş. Haziranın ikinci yarısında tüm katılımcı çevreler bir araya gelmiş, “Gezi Parkı Destekleme Platformu” kurmuş.

\n

***

\n

Hükümetin, Gezi Parkı olaylarının arkasında ne var, kim var sorusunun yanıtını bulmak için savcıları devreye sokmasına, Meclis’te komisyonlar kurmasına, MİT’olojik araştırmalara girmesine gerek yok.
Yüzlerce yerde yaşanan Alanya örneğinde olduğu gibi, Gezi Parkı’nın arkasında halk var.
11 yıllık birikimin ardından Gezi Parkı ile birlikte halk kendini is-patladı!
Temmuzun ilk haftasıyla birlikte Gezi parkındalığında iki önemli aşama yaşandı. Birincisi, 1 Temmuz günü yüzlerce insanın Çağlayan Adliyesi’ne gelip savcılığa toplu halde, tek tek şu içerikte dilekçe vermesiydi:
“Taksim Meydanı ve Gezi Parkı ile ilgili eylemlerin ve nöbetlerin tüm ahlaki, siyasi, tarihsel ve hukuki sorumluluğunu üstlendiğimi savcılığınız bilgisine sunarım. Meydanlar halka açılmalıdır, gözaltına alınanlar ve tutuklananlar serbest bırakılmalıdır. Şiddeti yaratan sorumlular hakkında işlem yapılmalıdır.”
İkincisi ise 20 yıldır sönmeyen Madımak yangınının Gezi direnişçilerinin ve onların etrafındaki halkaların da gündemine girmiş olmasıdır.
Bir başka avukattan dinledim... 2 Temmuz 1993’te henüz doğmamış olan bir Gezi parktaşı açık yüreklilikle sosyal medyada sormuş:
“Biri bana Madımak olayını özetleyebilir mi?”
Ona şu karşılık verilmiş:
“Hani biz seninle Divan Oteli’ne sığınmışken içeriye gaz bombası attılar ya, onun yangına dönüşmesini düşün!”
Her iki durum, halkın korku duvarını aştığını, bilinç aydınlığına ulaştığını gösteriyor.

\n

***

\n

Halkın, “ben yaptım oldu, çocuk sayısından içki saatine kadar her şeye karışırım” anlayışına karşı ayağa kalkmasının anlık bir davranış olmadığı görüldü.
Gezi’nin birinci ay dönümünden sonra yanıtı aranan soru şu:
Bundan sonra nasıl yürümek gerekir?
Herkes, yürümekte kararlı.
Herkes, 31 Mayıs’ın devam edeceğine inanıyor.
Nasıl ve hangi hedefe doğru?
Bu sorunun yanıtı halkın üzerinde birleştiği sloganlardır.
O hedefe ulaşmanın başlıca yolu şu:
Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük istemek, bu hedefe kilitlenmek.
Bunun yolu da sandıktan geçiyor.
Bütün güçleri birleştirmek ve sandıktan iktidar çıkarmak... Gezi aklının ve zekâsının bu hedefe kilitleneceğine inanıyorum.
Noktayı Alanyalı avukatla koyalım.
Babası 12 Eylül öncesi 10 yıl Alanya CHP İlçe Başkanlığı yapmış. 18 yaşına gelince onu CHP’ye kaydetmiş.
Hâlâ CHP üyesi.
İktidara gidiş yolunda bütün güçleri toparlayabilecek başlıca partinin CHP olduğuna inanıyor.
Ve CHP’ye kızgın!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları