Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gençlik Bugünümüzdür - 2

16 Haziran 2013 Pazar

Gezi Parkında açığa çıkıp tüm Türkiyeye yayılan özgürlük direnişinde başı gençler çekiyor.

\n

Bu durum bilim insanlarından \n

siyasetçilere kadar herkesin gündeminde.

\n

Yazı aramızda, ben gençliğe hep güvendim. “Gençlik bugünümüzdür” sözünü ilk kez yıllar önce bir 19 Mayıs günü kaleme aldığım yazıda kullanmıştım.
Türkiye’de gençlik hareketleri deyince akla ilk 68 kuşağı geliyor. O dönem dünyayın gidişine damgasını vuran gençlik hareketleri Türkiye’de de kendine özgü koşullarda gelişti, sonuçlandı.
Avrupa’da 68 hareketinin öncüleri yıllar sonra siyasete girdi, bakan oldu, liderlik yaptı. Bizde özel yargılamalarla idam edildi.
68 kuşağından sonra çok daha sert bir iklimle karşılaşan 78 kuşağı öylesine büyük bir kıyım yaşadı ki, kahramanlar bile olamadı.

\n

***

\n

12 Eylül sonrasındaki gençlik için “talihsiz kuşak” dersek abartmış olmayız. Ülke bağlamında 12 Eylül’ün oluşturduğu iklimde yetiştiler. Aile olarak ise şöyle bir tanımlama yapabiliriz:
80 kuşağının 12 Eylül’ü darbe yemiş 78’liler oldu.
12 Eylül’ün acılarını yaşamış olan aileler, çocuklarını
“hiçbir toplumsal olaya katılma”, “politik görüşlerin olmasın” baskısıyla yetiştirdiler.
Bu kuşak büyük ölçüde ülkesine yabancılaştı. Yakın tarihini bilmediği, nasıl yönetileceğine dair kafa yorması yasaklanan bir kuşaktan doğal olarak daha farklı bir davranış beklenemezdi. 90’lı yıllarda gençliğe ilişkin bir yazımda şöyle bir cümle kullandığımı anımsıyorum:
“Öğrenciler, ‘ileride ne olmak istersiniz’ sorusuna ‘pasaport sahibi’ yanıtını veriyor.”
Zira o dönemin gençliğinin umudu, yurtdışıydı. Elbette bugün de yaşamını Türkiye dışında sürdürmek isteyen gençler olabilir. Ancak 31 Mayıs sonrası yaşananların bende çağrıştırdığı düşüncelerden biri şu oldu:
Yaşasın, umudunu bu ülkede arayan, geleceğini ülkesine bağlayan bir gençlik geliyor.
Bir ülkenin en büyük zenginliği, geleceğini yaşadığı topraklarda arayan gençleridir.
Meydanlarda doğan 90 kuşağı sadece kendisinin değil, ülkesinin geleceği için de mücadele veriyor.
Bugünkü gençlik hareketinin daha önce yaşananlardan çok farklı yönleri var. Bir bütün olarak aileleriyle birlikte mücadelenin içinde. Bir anne, oğlu gözaltına alınırken şöyle bağırabiliyor:
“Beni de oğlumla birlikte götürün.”
31 Mayıs ileride pek çok bakımdan araştırma konusu olacak. Bunlardan biri de büyük buluşmalara aile boyu katılımlardır.

\n

***

\n

Öğüt, verilmesi en kolay, alınması en zor olan şeydir.
Genç kuşaklara öğüt vermek anlamında değil ama, daha özgür Türkiye özlemlerini paylaşmak anlamında şunu söylemek isterim:
Mücadelenin öncülüğünü yapan genç kuşak, dirseğini biraz geriye attığında topluma değmeli.
Çünkü topluma değmeyen hareketler, bir şeye değmiyor.
Bugün devam etmekte olan direnmenin topluma yaslanması çok önemli. Bunun büyük ölçüde başarıldığı söylenebilir.
31 Mayıs’ın öğrettiklerinden biri de şu oldu:
Gençlik hiçbir siyasi yapının, hiçbir sosyal dokunun çantada kekliği değildir.
Bunu görenler, bugünkü kuşağın elden geçirilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Bakarsınız tersi olur; bugünkü kuşaklar sonrakileri elden geçirir!
Gençlik doğası gereği toplumun en özverili kesimidir.
Böyle bir özveriye akıl ve sabır da eklendi mi, o ülke geleceğini şimdiden kurmuş demektir.
Bunun güzel örneklerini yaşıyoruz.
Gençlik bugünümüzdür.
Yarınlara bugünden selam olsun...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları