Mümtaz Soysal

Yavaşlatılmış Anayasalcılık

13 Haziran 2011 Pazartesi
\n\n\n

SON yıllarda neredeyse bütün toplum olarak hep birlikte o kadar çok yeni anayasasözü edildi ki, kesin sonuçların belli olmasını bile beklemeden ileri demokrasi için temel hukuk metnini yazmaya başlayanlar olmuştur herhalde.

\n

Ama onları üzecek kötü bir haber var: Yeni anayasa çoktan yazılmış sayılır.

\n

Daha doğrusu, öyle bir işe pek gerek kalmadı artık; yeni tasarımların noktası noktasına uygulanmasına elverişli zemin az çok oluşturulmuş durumdadır.

\n

Ama bizim istediğimiz bu değildi diye ayağa fırlayacak olanlar, son iktidarın kendi açısından yeni anayasa denebilecek elverişli hukuk zeminini nasıl derece derece oluşturduğunu biraz düşününce, büyük bir sistem değişikliği beklentisine girmenin yanlışlığını kolayca anlayacaklardır. Fazla gürültü patırtı çıkarılmadan yapılan son anayasa ve yasa değişiklikleri devlet hukukunda temel gözetim ve denetim kuruluşları olan yüksek yargı organlarının kadrolarına büyük değişiklikler getirmedi mi? Meclis tatile girmeden bir gecenin geç saatlerinde çıkarılan yetki yasaları yürütmenin en yukarı basamaklarında çok geniş personel ve kural ayarlamalarının kapılarını açmadı mı?

\n

Artık, mutlak bir çoğunlukla tek başına hükümet kurma gücünü elde eden herhangi bir partinin yöneticileri devlete istedikleri biçimi az çok verebilecek duruma gelmiş sayılırlar. Yüksek yargı organlarının, bırakın yönetmelik, genelge ve yasa metinlerini, hatta anayasa değişikliklerini bile denetleyerek gidişatı etkileyebilme olanakları hayli zayıflatılmışa benziyor.

\n

İktidar açısından, bir süre için yeni anayasa değişikliği coşkusunun sürdürülmesine gerek kalmayabilir.

\n

Hatta başkanlık sistemine geçişin de, temelli bir anayasa değişikliğiyle değil, yavaş yavaş gerçekleştirilmek isteneceğini düşünebilirsiniz. Özellikle devlet başkanlığı makamını şimdiki gibi bırakmakla, uzun olması istenen böyle bir süreç için gerekli rahatlığın ve gevşekliğin sağlanacağı düşünülecektir.

\n

Uzatılacak olan o süreyi, son yıllarda olduğu gibi anayasa takıntısıyla havanda su döverek geçirmek yerine, temel ekonomik ve sosyal sorunlara somut çözüm önerileri getirerek halk yığınlarının desteğini kazanmak, herhalde daha doğru bir siyaset yapma yolu olacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları