Mümtaz Soysal

Üniversiteli Gençlik

29 Aralık 2012 Cumartesi

ÖNCE, tanımlamalar. Titiz tanımlamalarla belirlenebilecek kategorilerin dışındakiler ne şu yazıyı tam anlayabilirler ne de bu şamatalı günlerin Türkiyesinde üniversitelere ilişkin olaylara doğru tanı koyup ülkeye ve topluma yarayabilecek bir sonuca varabilirler.\n

\n

Kategorilerden biri: Şimdi üniversiteli gençlik denince, şu sıra bu ülkenin değişik nitelikli üniversitelerinde okumakta olan ya da çok zor koşullara karşın okumaya çalışan gençler anlaşılmalıdır.\n

\n

Başka bir kategori, üniversiteli gençler konusunda görüş bildirmeye ehil akademisyenler denince, bizim üniversitelerimizde uzun süre gençleri yakından izleyebilmiş ve onlarla haşır neşir olmuş deneyimli öğretim elemanları anlaşılmalıdır. Vaktiyle bugünkü koşullara benzemeyen koşullarda üniversite bitirmiş ya da yönetmiş olanlar tam olarak bu kategoriden sayılmazlar. Çünkü o zamanların koşullarıyla bugünün koşulları aynı değildir. Bırakın üniversiteleri, ülkeyi yönetenlerin ve yönetilen toplumun nitelikleri açısından da devir değişti. Tek örnek olarak sadece gelir dağılımındaki bozukluğu alsanız bile: Kıt gelirli ailelerin yarım yamalak ve paralı mı parasız mı olduğu pek anlaşılmayan bir eğitim düzensizliğinde binbir güçlükle herhangi bir üniversiteye girebilmiş gençler o gelir eşitsizliğinin iç burkucu bozukluğunu artık yakından gözlemlemeye, hatta yaşamaya başlamışlardır. Üniversitelerdeki yaşamı da öyle değerlendirirler.\n

\n

Üstelik, iyi yetişmişlerin bile işsiz kaldığı, ancak nüfuzlularla çeşitli türden yandaşların geçim kapısı bulabildiği bir hengâmede öğrencilerin önleri de pek açık değil. İstikbalsizgenç elbet kızgın ve öfkeli olur. Uyuşuk olmadığı için barut fıçısına döner, terslerseniz patlar. Anlayış ve çalışma yeri göstermeyip sadece boş sözlerle yetinirseniz ve hele sopadan daha katı cop ve sineksavardan daha ağır biber gazıyla üstüne yürürseniz, o da ölçüyü çabuk kaçırabilir. \n

\n

Dünya egemeni ABDnin verdiği Olası bir saldırıyı önlemek için savaş bir an önce başlatılmalıdır dersini o da öğrenmiştir belki. \n

\n

Ayakta kalmak için herkesin bir şeyler öğrenmeye çalıştığı bu yarışmalı çağda, zor ülke Türkiyeyi yönetmeye soyunan politikacılar ile zor öğrenci üniversiteliye söz dinletmek isteyen yeni profesörlerin de gecikmiş derslerini iyi öğrenmeye çoktan başlamış olmaları gerekmez miydi? Geç başlayınca böyle oluyor işte.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları