Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ulus Dili
ULUS varsa, o ulusun hep birlikte benimseyip kullandığı bir dili olmalı. Doğru konuşup düzgün yazmayı öğrendiği, sonuçta yaygınlaştırdığı, güzelleştirdiği, bilimselleştirdiği, sürekli işleyerek kavramları, nüansları eksiksiz ifade eder duruma getirdiği bir dil.
Kısaca, “ulusun ve devletin dili” anlamına “ulusal ve resmi dil” diyerek kapatalım bu konuyu ve gerçekten köklü, canlı, elverişli, verimli bir dil olan Türkçeyi yüceltelim. Hangi etnik kökenden gelirlerse gelsinler bütün vatandaşlara ve çocuklarına, gelecek kuşaklarına bırakacağımız en değerli miras bu olacaktır.
Konunun ırkçılıkla, koyu ulusalcılıkla, ülkedeki anadillere, Kürtçeye, Lazcaya, Arapçaya, Gürcüceye karşı olmakla, düşmanlıkla da ilgisi yok. Yakın geçmişin bir döneminde Kürtçenin yasaklanması, yazıp yayınlayanların cezalandırılması büyük bir siyaset yanlışı olmuş.
Çünkü anadili, adı üstünde, insanın anasından öğrenip yakınlarıyla konuştuğu, sevdiği, geliştirmek isteyebileceği ve kişiyle bütünleşen dildir; onu yasaklamak bir insan hakkının çiğnenmesi demektir. Bu nedenle, anadili“öğrenimi” ile anadilinde “öğretim” birbirine karıştırılmamalıdır.
Zaten asıl konu da tam bu değil.
Konu, yetmiş beş milyonu aşkın nüfuslu bir ulusta eğitimin Kürtçe olmasını isteyip istememe sorunudur. Kürtçeyle öğretim, anadili Kürtçe olan milyonlarca vatandaşı çok memnun eder elbet. Ama memnun olanların şu soruyu kendi kendilerine sormaları koşuluyla: Ne pahasına?
Pek zengin olmayan Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitime ayrılabilmiş sınırlı para kaynağını her bilim alanı için çeşitli “Kürtçeler”le ders verebilecek kalabalık bir öğretmen kitlesi yetiştirmek gibi pahalı bir yola harcamak yanlış olur. Doğru olan, Kürt kökenli vatandaşların Türkçe dil bilgilerini yükselterek tek “ulus dili”ile derli toplu bir öğretim sistemi kurmaktır. Böylelikle Kürtçeyi çeşitli etkinliklerle yaşatmanın ve o kültür enstitülerini geliştirmenin yolu da tıkanmamış ve o dil güdük kalmamış olacaktır.
“Anadilinde öğretim” bayrağı altında savunulan dava, bazı politikacılar için Kürtçeyi yurdun çeşitli bölgelerinde resmen öğretim dili durumuna getirme davasıdır ve artık hiçbir dilin yasaklanmadığı bir Türkiye’de bunun insan haklarına saygıyla ilgisi yoktur. Ama birtakım demagoglarca ucuz propaganda malzemesi olarak sık sık gündeme getirilir.
Öyle olduğu için, o tür bozguncu çabalar, bu köşeyle gözlem altında tutulmaktan kurtulamayacaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- CHP'den duruşma sonrası ilk açıklama