Mümtaz Soysal

Tragedya ve Gerçek

12 Haziran 2013 Çarşamba

SAYIN Başbakan’ın dün parti meclis grubunda yaptığı ve saatler boyu televizyon ekranlarını, radyo programlarını meşgul eden, bugün de gazete sütunlarına yansıyacak olan uzun konuşma, savunma metni ve siyasal taktik malzemesi olarak üzerinde durulması gereken ilginç bir belge sayılır. Ayrıca, alkışlarla, sloganlarla ve “Seninle gurur duyuyoruz”larla sık sık kesildiği için yaygın halk psikolojisi örneği olarak da ele alınabilir.
Her şeyden önce trajik bir yanı var o sözlerin. Politikaya giren, yani toplumu yönetmek için iktidar mücadelesine atılan yetenekli bir kişinin içine düştüğü durumun yürek parçalayıcılığı: neredeyse Fransız klasiklerinden
Corneille’in kudret ve etik piyeslerini andıran bir dram. Sayın Başbakan, doğru olduğuna inandığı bir siyasal kararla hiç öngörmediği ölçüde dramatik ve yıkıcı tepkilere yol açtı ve altından kalkmakta güçlük çektiği bir duruma girdi. Şimdi tepki sahiplerinin vandalizminden medet ummakta, onlardaki âşikâr yanlışların kendi yanlışının aşikârlığını örtmesi için boş yere çırpınmakta, o çırpınışla zıtlaşıp öfkelenerek yanlıştan yanlışa sürüklenmekte.
Oysa, başka türlü yapabilir ve
“hata yapmış olabilirim ama yine de edinilmesi gereken tutum şöyle olmalıdır” diyerek terslikten olumlu bir yapıcılığa geçebilirdi.

\n

Kısacası, kabul etmek gerekiyor ki, ne tarafa çekilirse çekilsin ve hangi özürle hafifletilmeye çalışılırsa çalışılsın, Sayın Başbakan sürüp giden aksiliği “yüzünden” cumhurbaşkanı seçilme şansını kesinlikle yitirmişe benziyor. Ama öte yandan, Türkiye de bundan sonra seçilecek cumhurbaşkanının Sayın Erdoğan’ınki gibi değil Sayın Sezer’inki gibi bir kişilik sahibi olması gerektiğini “bu sayede” öğrenmiştir.
Demek ki, hayli pahalıya mal olmuş olmakla birlikte, bu olay da böyle bir hayıra vesile olmuş oluyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları