Mümtaz Soysal

Suriye Batağı

27 Temmuz 2013 Cumartesi

DİPLOMASİMİZİN büyük ve unutulmaz hatası olan Suriye bozuşmasının niçin ve nasıl yaratıldığına akılcı bir açıklama getirmek hâlâ kolay iş değil. Hatanın sonuçları ve zararları her geçen gün sürüp gittiği halde hatadan dönme yönünde hiçbir çaba harcanmayışını anlamak da aynı ölçüde zor.
Başlangıçta
Esad ailesiyle içli dışlı muhabbet ve o yakınlığın bölgesel politikayla, dış ticaretle ekonomik konulardaki yararları yaşanırken ne olmuştu da böylesine anlamsız ve zararlı bir kesikliğe geçilmişti?
“Arap Baharı”na apar topar katılıp ABD’nin evrensel hesaplarına yardımcı olma hevesi miydi? Çok taraflı denklemleri birlikte sürdürebilme konusunda Ankara’nın İkinci Dünya Savaşı yıllarından beri herkesçe bilinen olağanüstü yeteneği hem Esad rejimiyle iyi geçinmeye hem de Washington’un bölgesel çıkarlarını az çok kollamaya yetmez miydi?

\n

Öyle anlaşılıyor ki bu konuda Sayın Başbakan’ın diplomasi yeteneği yeterli olmamış, egosunun sınırsızlığı öne çıkmış ve Dışişleri Bakanı’nın o dönemin hükümetinde yeni edindiği etki ağırlığı da Başbakan’ınki yanında çok hafif kalmıştır. Ayrıca, her şeye karşın aynı ekibin zaman zaman Suriye’ye ilişkin olarak mezhep farklılığı ile ulusal çıkar yakınlığı arasında gidip gelebildiği de unutulmamalıdır.
Ne var ki Türkiye-Suriye ilişkilerini şimdiki biçimiyle daha fazla sürdürüp askıda tutmak her iki ülke için akıl kârı bir tutum olamaz. Çeşitli Kürt gruplarının sınır boyunca yarattıkları anarşik duruma göz yummak, ya bilinçli bir huzursuzluk yaratma niyetinin belirtisidir ya da Suriye üzerine bir “müdahale” için Birleşmiş Milletler’i de harekete geçirip sorunu uluslararası düzeye taşıyarak Türkiye’nin başına yeni bir dert açmak demektir.
Oysa, Ankara ve Şam, iki komşunun bir araya gelip sorunlarını konuşarak birlikte çözüm bulmalarını olanaksız kılacak kadar birbirinden uzak yerler değildir.

\n

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları