Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Rota Değişikliği
İNANILACAK gibi değil: Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni anlamsız ve sonu belirsiz bir silahlı çatışmaya çekme amacına yönelik aptalca bir girişim birilerince başımıza musallat edilmişe benziyor. Gün geçmiyor ki sınırımızın güneyinden gelen bir kurşun ya da öldürücü bir başka mermi, vatandaşlarımızdan birine veya bir yabancıya isabet etmiş olmasın. Belli ki, Türk’ün tepesi atsın, bela aramakta olanları cezalandırmak için Suriye topraklarına girsin ve herkes “Ankara Şam’a savaş açtı” desin diye düşünenler var... Niyet öylesine belli ve o ölçüde de saçma bir oyun ki bu, asla ciddi bir komşunun marifeti olamaz. Sorumsuz grupların bu serkeşliğine kafa yormak ve anlamsızlığına anlam aramak yerine, kesin bir rota değişikliğine geçmenin daha yararlı olabileceğini ciddi olarak düşünmeliyiz.
Elbet bir politika değişikliğinin gerçekçi olmadığını ve eski dostluk yıllarının asla yeniden yaşanamayacağını ileri sürenler çok olacak ve ilk bakışta haklı sayılacaklardır. Eski köprüler yıkılalı o kadar çok karşılıklı yanlış yapıldı ki, onların düzeltilmesi ve yaşanmışlığın tekrar yaşanması olanaksız gözükecektir, Ölmüşü diriltmek mümkün olmadığı için, eski ilişkileri aynen canlandırmak kolay gerçekleştirilebilecek bir hedef olamaz.
Demek ki, konuya bambaşka bir açıdan girmek gerekiyor. Türkiye-Suriye ilişkilerindeki “kaçınılmazlık”lar, iç içe geçmiş durumlar, “başka türlü olamaz”lıklar o kadar çok ki, onları bir yana iterek yola çıkmak doğru olmaz. Coğrafyalarımız birbirinden kopuk değil. Aramızda gidilmez okyanuslar, geçilmez çöller ve aşılmaz dağlar mı var? Tarihlerimiz, inançlarımız, dünyaya bakışlarımız çatışıyor mu? Karşılıklı katliamlar mı, zıt devrimler mi yaşadık? Hatay sorununu boğazlaşmaksızın çözmedik mi? Akarsularımızdan peş peşe ve kavgasız yararlanabiliyoruz.
Daha da önemlisi, dış ticarette birlikte davranırsak en elverişli lojistik çözümleri gerçekleştirebilecek durumda değil miyiz?
Kısacası, dargın, ayrı, ilgisiz, ilişkisiz kaldığımız zaman elde tutabildiklerimiz ile barışık, yan yana, ilgili ve ilişkili olabilirsek elde edeceklerimiz arasında dağlar kadar büyük farklar olacağını hissetmiyor muyuz?
Böyle olduğu içindir ki, dış politikamızı doğru yöne çevirmeye bizden pek beklenmeyen, ama bizce çok gerçekçi olabilecek bir noktadan başlamanın, yani yanımızdaki Suriye ile ilişkilerimizi geliştirerek rota değiştirmenin doğru ve yararlı olacağına inanmalıyız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!