Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Özet Ders
DÜN kutladığımız 19 Mayıs, Atatürk’ü anmanın ötesinde, ülkenin geleceği için çok daha derinine düşünülmesi gereken bir kararlılığın da yıldönümüydü: Mustafa Kemal, yakın geçmişi bırakıp “sil baştan” diyerek yepyeni bir devlet kurmanın kaçınılmazlığını görmüş ve o süreci başlatmak üzere Samsun’a çıkmıştı. Gerisi, sanki bütün aşamalarıyla düşünülerek yazılmış bir senaryonun uygulanması gibidir. Çanakkale muharebelerini kazanan usta asker, önüne çıkan olayları ve fırsatları gerçekleştirmekte de aynı kararlılığı göstererek bu Cumhuriyeti kurdu.
Dolayısıyla, bütün tarih için yapılması gereken bir değerlendirmeyi bu konuda da yaparak Mondros sonrasından ne gibi dersler çıkarılabileceğini düşünerek bakmalıyız önümüzdeki yıllara.
Birinci ders şu: ABD’nin Yakındoğu’yu yeniden düzenleme tasarımında aktif rol alıp bundan pay çıkarma hevesi Suriye fiyaskosuyla sonuçlanmış ve bu ülkeye büyük zararlara mal olmuştur. Komşu halkı kendi devlet başkanının zulmünden kurtarmak için askeri müdahaleye kalkışmanın, yahut “sözde özgür” isyancıları destekleyip ABD’yi de onlara silah vermeye sevk etmenin hiçbir yararı olamaz, tam tersine zararı çoğaltır. Artık komşu Rusya’nın da katılacağı bölge toplantısı için diplomasimizi seferber edip olumlu, barışçı ve yapıcı bir rol oynayarak Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan çağdaş tutumu ortaya koymaktan başka çaremiz yoktur.
Başkalarından medet ummak yerine, her şeyden önce kendi devletimizin kuruluş ilkelerine güvenerek, o ilkelerin çağın sorunlarını çözmede de yeterli ve başarılı olabileceği dosta düşmana gösterilmeli.
Kendi devlet felsefesine inançla sarılıp bütün uluslararası sorunların çözümünde de aynı felsefeden yararlanılabileceğini ileri sürerek dünyanın siyaset sahnesinde başrolü oynamak müttefikimiz ABD’nin de temel düsturu değil mi? Cumhuriyetçiliğimizin ilkelerinde o düsturdan geri kalan bir taraf yok. Uygulamada o ilkere göre davranabilmek, bizim de gücünü artıracaktır. Ama neymiş, Amerika’nın saydığı ilkelerin arkasında ekonomisinin ve ordusunun gücü varmış.
Biz de ekonomimizin gürbüzlüğü ve askerimizin yılmazlığıyla övünmüyor muyuz? Onlardan geri kalan bir yerimiz olmalı mı?
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Yıkılması gerekiyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!