Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mutlu ve Kutlu Doğum
\n\n\n
MİLLİ Mücadele’yi anlatmaya çeşitli tarihlerden başlanabilir: Mondros’tan sonraki işgale karşı yerel dernekler ve kongreler, İzmir’in işgali ve Hasan Tahsin’in ilk kurşunu, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı, Erzurum ve Sivas kongreleri ve 23 Nisan.
\nCumhuriyetin kuruluşunda en belirleyici olan, herhalde bu sonuncusudur. Kurucunun zihnindeki modelin ne olduğu o tarihte seziliyor: Ülkesi, temel kavramları ve kurumlarıyla bir cumhuriyet.
\nBir kavmin uzaklardan gelip yerleştiği yer anlamında Batı’nın yüzyıllardır kullandığı, ama Osmanlı’nın Anadolu demekle yetindiği Türkiye adı; kurulan devletin meclisli rejimle yönetileceği müjdesi ve o devlet vatandaşlarıyla “millet” oluşturma hedefi var TBMM adında..
\nOsmanlı’nın son döneminde sözü edilen ama o tarihte hukuken tanımlanmadan henüz kavramlaştırılmamış bir hedef.
\nCumhuriyetin sosyal tarihini özetleyen de bu hedef oldu.
\nTam olarak anlatamadığımız ve ilerici, barışçı insancıl niteliği bilinmek istenmeyen, hatta zaman zaman yabancılarla da işbirliği yapılarak şurasından burasından hoyratça didiklenen bir millet kavramı.
\nMilli dediğimiz bir mücadeleyle doğan devlet, başlangıcı, değişimi ve sonuçları açısından ancak millet kavramının ışığında değerlendirilince mutlu ve kutsal sayılabilir.
\nCanlar verilerek kazanılan o mücadele, doğacak devletin vatandaşları etnik köken farklılığı yüzünden birbirini yesinler diye kazanılmadığı gibi, ardından özverili emeklerle kurulan Cumhuriyet de aynı toprağın insanları dıştan haince yazdırılan reçetelerle o devleti yıksınlar diye kurulmadı. Doğumdaki mutluluk, bağımsız bir milletin demokratça insancıllığında saklıdır ve ulusal dille eğitim o insancıllığı yaygınlaştırıp bütün vatandaşlara benimsetmek için vardır.
\nKutluluğa gelince, miladi takvimle hicri takvimi üst üste getirerek çifte bayram yaratma düşüncesi belki saygıdeğer bir çabadır ama, kuruluşunu “mübarek cuma” gününe rastlatmak için özen gösterilen, namaz sonrası Hacı Bayram Camii’nden İttihat ve Terakki binasına kadar “mukaddes sancak”la yürünen bir Meclis’in doğuşunda da yeterince kutsallık yok mudur?
\nNeresinden bakılırsa bakılsın, kuruluşundaki tutarlılık ve anlam yükü ile bizim cumhuriyetimiz, coğrafyadan ve tarihten silinmek istenen bir ulusun, yalnız kendi inanç dünyasına değil, bütün insanlığa sunduğu harika bir yapıt gibidir. Bunun dışta haset ya da karşıtlık yaratmasını anlamak mümkündür de, bu harika sayesinde bağımsız yaşayan ve inançlarını sürdüren insanların Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olabilmelerini anlamak kolay değildir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- CHP'den duruşma sonrası ilk açıklama