Mümtaz Soysal

Mea Culpa ve Sonuç

10 Haziran 2013 Pazartesi

SIRA artık olan biteni iyi tahlil edip doğru sonuca varmaya gelmiştir. Elbet bir Köroğlu destanı ya da Silivri iddianamesi gibi uzatmadan, günlük bir gazetenin köşesinde olabileceği kadar. Ama, dürüstçe, Katolik dünyasının günah çıkarma duasından bütün Batı dillerine geçmiş bir deyimle “mea culpa”nızı yaparcasına günahkârlığınızı kabul ederek işlediğiniz suçu ve yaptığınız yanlışı kabul etmek pahasına. Bizdekinin aksine, bunun tövbeyle veya özürle onarılacak bir yanı yoktur. Günah işlenmiş ve defterinize işlenmiştir. Gerisi, sizle yaradan arasındadır ve onarım, eğer mümkünse, bütün yaşamboyu sürecektir.
Sayın Başbakan henüz
“mea culpa”sını yapmış sayılmaz; sonucun onarımını kabine ve parti arkadaşlarının iyimser ve iyi yürekli konuşmalarına bıraktı ve Ankara’ya dönüşünden beri, sanki hiçbir şey olmamış gibi, bundan sonra da karşılama törenleri ve MYK konuşmalarıyla eski tutumunu sürdüreceğe benzemekte.

\n

Oysa, olup bitenler, daha doğrusu bitmeyenler, Topçu Kışlası ve büyük AVM hikâyeleriyle hep Sayın Başbakan’ın inisiyatifinden kaynaklanmıştır ve vebal “çapulcular”ın “vandalizmi”nin sonuçlarını sayıp dökmekle dengelenecek türden değildir. Bugünün çağdaş demokrasi ülkelerinde bunun vebali ancak “istifa”yla ödeniyor. Çünkü o kırıp döküşler, ziyanlar ve toplumun çeşitli kesimlerini birbirine düşürüşler dahil her şeye bir büyük siyasal yanlış sebep olmuştur ve dünyanın her yerinde demokratik sistem sorumlu hükümeti bunun kefaretini yüklemeye zorlar.
Peki, öyledir diye ve “ana muhalefetin hali pürmelali” belli olduğuna göre, ille bir hükümet krizi yaratmak ve ekonomiyle dış ilişkiler konjonktürlerinin az çok elverişli denebilecek zeminini heba edercesine bir büyük ulusal keşmekeş mi yaratılmalıdır?

\n

Hayır, tam tersine, soğukkanlılığın, akılcılığın ve sağduyulu davranışın zamanıdır şimdi. Sayın Başbakan “yüzde elli çoğunluğun moralini düzeltme mitingleri” peşinde koşmak yerine, kabine ve parti arkadaşlarının ağızlarından değil, kendi ağzından yürekli ve içtenlikli bir konuşmanın ardından normal devlet işlevlerine dönmelidir.

\n

Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nin \tBaşbakan’ına yakışacak olan, önce büyük siyasal yanlışın kefaretini kendi iradesiyle istifa ederek ödedikten sonra, dersini almış olarak kollarını sıvayıp onarım ve kalkınma işlerine yeniden girişmektir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları