Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Karaelmasın Değeri
\n
\nBU ülkenin en değerli kömürü Zonguldak çevresinde çıkar. Eskiden bu adla bir yerleşim yeri hiç olmadığı için, bizim taşkömürü ilk bulunduğunda bölge “Ereğli havzası” diye anılırdı. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında gelen Fransız sermayesi, doğal bir liman olmadığı halde verimli ocaklara en yakın, ama sert fırtınalara en açık kıyıya güçlü mendirek yapıp yanaşılabilir bir liman kurarak taşkömürü oradan gemilere yükleyince sonradan Zonguldak denen kent de ister istemez şehirciliğe en elverişsiz araziye kök salmış ve büyümüştür.\n
\nBöyle olduğu içindir ki, Cumhuriyet döneminde çabucak mutasarrıflığa ve vilayet olmaya yükselen o yerlerin bütün tarihi, insanın doğayla, emeğin sermayeyle, çalışkan ve uyanık yerli halkın çağdaşlığın yenilikleriyle, dört bucaktan çalışmaya gelenlerin iş arama çabalarıyla baştan aşağıya bitmez tükenmez mücadelelerinin tarihidir. \n
\nÇıkarılan, bütün Akdeniz kıyılarının en değerli kömürüdür ve nitelikçe en yakın rakip Karadeniz’in kuzeyinde Rusya’nın Donets havzasıdır. Bundan dolayı, bizim kömür bazen abartılıp çok yüksek kaliteli “antrasit”e benzetilir ama elbet o kadar değil. Yine de Zonguldak dilindeki yaygın rütbesi “Karaelmas”tan aşağı düşmez.\n
\nAma asıl değer, yeryüzüne çıkarılışındaki emektedir.\n
\nSon Kozlu kazasında sözü edilen derinliğin 630 metre olduğunu öğrendiğinize göre, çöküntü ve gaz tehditleriyle kuşatılan o yeraltında kömür çıkarma hazırlığı yapmanın nasıl bir çalışma gerektirdiğini düşünmüş olabilirsiniz belki. Yalnız bilin ki, Jules Verne’in “Arzın Merkezine Yolculuk” sayfalarını andıran o kuyulara çelik asansörlerin kampana sesleri arasında yüzlerce metrelik inişler unutulmaz dakikalar yaşatır insana ve o yolcuğu her gün yapıp kömür karasıyla yeryüzüne dönen işçileri günlerce anımsamadan edemezsiniz.\n
\nOnların hakkını tam verip veremediğimiz ve o insanları özelleştirmenin ve taşeronlaştırmanın sonuçlarından koruyup koruyamadığımız bir yana, çıkardıkları kömürün enerjisini iyi kullanıp kullanamadığımız ve 1930’ların Türkiye’sinde Üzülmez’deki “Sömi-kok” fabrikasında yapılabildiği gibi aynı kömürden çıkarılabilecek kimyasal ürünlerle karaelması daha da değerli kılıp kılamayacağımız hâlâ yanıtlanmayan sorularımızdan biri olarak durmaktadır.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!