Mümtaz Soysal

Dünyasal Politika

11 Ekim 2013 Cuma
BİR toplumu ve ülkeyi yönetme
mücadelesidir politika.
Yani iktidar için yarışmak. Yakın
zamanlara kadar politikamız ülke
ve ulus adlarıyla yapılırdı; “Türk
ulusu ve Türkiye” derdik, düşünce
çerçevemiz belli olurdu. Sonra,
düşüncemiz kıtalara ve bölgelere
sıçradı; şimdi de dünyaya. Çünkü
ulusunuzu ve bölgenizi yönlendirmek
istiyorsanız, daha doğrusu böyle bir
çerçevede etkili olup bölgeyi belli bir
doğrultuya getirmeyi amaçlıyorsanız
kimlerin ya da hangi toplum ve
devletin dünya yönetiminde etkili
olup hangi köşesini yönlendirdiğini
bilmelisiniz ki o köşeyle ilişkilerinize
kendi lehiniz ayarlayabilesiniz.
Kısacası, yakın tarihin son
döneminde eski deyimle “dünya
hâkimi” denen ya da öyle olmaya
heveslenen devletler ortaya çıkmaya
başladı. Bir ara, Cihan Harbi
öncesinde ve sonrasında İngiltere ile
Almanya gibi, şimdi de Amerika’yla
Rusya ve Çin.
Bilim ve teknolojideki sıçramalar
ister istemez böyle bir sıralama
yaratıyor.
Bağlılıkla ve bağımlılıklar da.
Bağlandıklarınız, sizin
gelişme ve kalkınma
politikalarınızı, teknolojinizi,
yaşam tarzınızı falan etkiliyor
mutlaka.
Bu köşede sık sık
yinelendiği gibi o alanlarda
sizin de ilerleyip iddia sahibi
olmaktan başka çareniz
yoktur. Yalnız o alanlarda mı?
Her alanda, “tam bağımsız”
olabilmek için.
Yoksa, başkalarınca sizin
için belirlenen “model” içinde
çırpınıp durursunuz. Nitekim, son
zamanlarda “gelişmekte olan”
ülkeler için Türkiye modelinden söz
edilir oldu. Yani “ılımlı İslam”a bağlı
kalarak o çerçeveyi pek aşmadan
birazcık çağdaşlaşmak, biraz
özgürlük, biraz sosyal devlet, biraz
hukuk devleti olmak, biraz eşitlik
ve sonuçta, doğrudan doğruya
elektrikli işkence değil ama bitmez
tükenmez hukuk uğraşlarında
debelenmenin manevi işkencesi
ve birinci sınıflığa yükselmeye layık
görülmemiş bir Türkiye.
Kabahat kimin? Ancak bu kadarı
bize layık görülüp başkalarına
“model” olarak gösterilse bile
Kemalist Devrimi yapmış bir ülke
olarak bununla yetinmek yakışmalı
mı bize?
Muhalefetimiz falanca partiye
ya da iktidara değil de bu
aşağılanmaya karşı olsa ve
doğrudan doğruya böyle bir
tepkiden kalkıp iktidara yürüyecek
bir ana muhalefetten söz edilse
daha doğru olmaz mı?


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları