Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Darbe Dersleri
HEP söylenir: Ne öncesi meşru kılar bir darbeyi ne de sonrası. Ama bir darbenin öncesini ve sonrasını iyi bilmek, olup biteni anlamayı ve tarihi doğru değerlendirmeyi kolaylaştırdığı için hem gereklidir hem de yararlı.
\nDarbeler, dramatik olaylar. Elbet, dramatik bir yığın ilginç olay yaşanır her zaman; ama, en kestirme yoldan iktidar ya da rejim değişikliğine yönelik darbelerin dramatikliği başkadır. Hele, darbe öncesinde belirli makam sahiplerinin ağzından çıkmış bir ya da birkaç söz yüzünden yürürlükteki sistem ağır yaralanıp darbeyle yıkılabilecek ölçüde zayıflatılmışsa, sisteme son darbeyi vurmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürülmüş olur. Böyle olduğu içindir ki, politikacıların, iktidar ya da muhalefet olarak, özellikle kalabalıklar önünde söyledikleri sözlere dikkat etmeleri gerektiği, darbeler öncesi tarihten çıkarılabilecek derslerden biridir. Bir başbakanın ağzından “Sopayı aday göstersem Meclis’e seçtiririm” ya da “Sizler isteseniz hilafeti geri getirirsiniz” türünden sözler çıkınca, başında bulunduğu sistem ağır yara almış sayılmadı mı?
\nYakın geçmişimiz bu gibi dramatik örneklerle doluyken, şimdiki politikacılarımızın seçim kampanyalarında olur olmaz kavramları ve söylemleri fütursuzca ağızlarına alışları çok hayret verici.
\nÖrneğin, demokrasinin gereğidir diye tekrarlanıp durulan bazı sözlerdeki ayrılıkçı “patlayıcı”lığın farkında değiller mi politikacılarımız acaba? Yoksa farkındalar da, böyle olduğunu bile bile mi o dinamitimsi sözcüklerle konuşuyorlar? Bir bakıyorsunuz, Barış ve Demokrasi Partisi lideri hukuktaki özerklik kavramına siyasal nitelikte “demokratik” sıfatını ekleyerek konuşuyor, CHP lideri Avrupa Konseyi’nde sözü edildi diye Türkiye’nin yönetim yapısında ne anlama gelebileceğini belirtmeden yerel yönetimlerin özerkliğinden dem vuruyor, bağımsız aday Leyla Zana da “Valilerimizi biz seçeceğiz” diyerek “fitilimsi” bir katkıda bulunuyor koroya. Bütün bunların il yahut bölge devletçiklerinden oluşan federatif bir yapı anlamına geldiğini, oysa bizim hukukumuzun yönetim bütünlüğü ilkesine dayandığını, o ilkeye bağlı kalarak yerel yönetimlere geniş yetkiler tanınabileceğini bilmiyor olabilirler mi?
\nDarbelerimizden hiç değilse birinin yıldönümünde, geçmişin unutulmaya yüz tutmuş derslerinden birini anımsayarak, yapay ve içtenliksiz halkçı söylemlerin bırakılması gerektiğini yeniden gündeme getirmek fena mı olur?
\nDemokrasi tarihi eski olan toplumlarda kendini halkla bir sayarak başkalarının halktan kopukluğunu ima edip “Benim halkım, benim işçim, benim çiftçim” gibi sözler ucuz demagoji sayılır ve ayıplanır. Abartılı halkçı söylemler demokrasiyi ayakta tutmaya yetmiyor. Tam tersine, demagoji demokrasiyi yozlaştırınca ortaya çıkan tepkiler yüzünden özgürlükçü ve katılımcı süreç kesintiye uğrayıp kısırdöngü yeniden başlıyor. Demokrasinin sık sık darbelerle kesintiye uğramasına yol açan nedenlerden biridir demagoji.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!