Mümtaz Soysal

Bin Ladin Denizci miydi?

06 Mayıs 2011 Cuma
\n\n\n

DEĞİLDİYSE, niçin böyle yollandı öbür tarafa? Naaşı yeterli ağırlığa bağlayarak dalgalara bırakmak, çürümeyi geciktirici kimyevi olanakların sınırlı olduğu çağlarda sık uygulanan bir yöntemdi.

\n

Ama, dualı, törenli olmalıydı.

\n

Gerçi bunda da İslami gereklerin yerine getirildiği söyleniyor, ama aynı olay için söylenen pek çok şey gibi pek inandırıcı gelmiyor öylesi. İnceden inceye çok iyi planlandığı kesin bir operasyonun son aşamaları da çok önceden düşünülmüş ve en doğru yöntemin bu olacağı kararlaştırılmış olmalıdır.

\n

Gerekçe, denize atmayalım da besleyelim mi düşüncesi değildir herhalde. Operasyonun o bölümü maaile seyredilmiş olmasa bile, çok çabuk davranılıp yakalananın icabına hemencecik bakıldığı kızının ifadesinden anlaşılıyor.

\n

Çünkü yakalanan kişi vaktiyle Afganistana giren Sovyet askerlerini öldürüp geldikleri yere dönmelerini sağlamak üzere tutulan, büyük olasılıkla ihsana ve silaha gark edilenbiridir. Kim bilir, belki de bu tür hizmetler için seçilenler gibi o da ideolojik olarak beyni yıkanmış, öldüreceklerinin zararlı mahluklar olduğuna inandırılmıştı. Herhalde, kurbanlarının da Rusya kasabalarının birinde ya da Asya steplerinin bir köşesinde ağlayan anası, çocukları, kardeşleri olmuştu. Şimdi sıra onun yakınlarında.

\n

Dünyayı yiyip yutmaya azmetmiş tek dişli canavarların umurunda mıdır bütün bunlar?

\n

Kısacası ve kıssadan hisse: Şaka maka değil, düpedüz acı gerçek şu ki, dünya, daha doğrusu dünya düzeni, genellikle yazılıp söylenenin aksine, iyiye değil kötüye gidiyor.

\n

Son yıllarda, önemli teknolojik sıçramalar, uluslararası hukuk kurumlarındaki gelişmeler, tıptaki yeni ilerlemeler, çevre bilincinin yaygınlaşması gibi etkenler bir ara yaygın bir iyimserlik havası yaratmıştı. Ülkemizdeki gelişmeleri pek sevindirici bulmasak, hatta bazı tasalara kapılsak bile, genel iyimserliğin etkisiyle eninde sonunda bunları da aşacağımıza inanabiliyorduk bizler. Ama devletler arası politikadaki gidiş, özellikle dünya düzenine hükmeden ve bir kısmı müttefikimiz ya da dostumuz olan birkaç büyük devletin tiksindirici, iğrenç, hatta vahşice davranışları mide bulandırıcı olmaya başladı.

\n

İnsanlar arasındaki ilişkilerin kötüleşmesi nasıl kimimizi bencilliğe ve hiç değilse bireyler olarak ayakta kalma yolları aramaya itiyorsa, devletler arası ortam iğrençleşince, hiç değilse biz kendi ülkemizi ve toplumumuzu kurtarmak için olağanüstü bir şeyler yapmayı düşünmeliyiz gibi gelmez mi size?

\n

Karamsarlıktan kurtulmanın başka çaresi yok galiba.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları