Mümtaz Soysal

Baba Ciğeri

18 Haziran 2011 Cumartesi
\n

\n\n\n

RESİM, geçen günkü Hürriyetin Ankara ekinde çıkmıştı. Sekiz yaşında organ nakli ameliyatı geçirip sağlığına kavuşan Ali Uysal babasının kucağına oturmuş, gülüyor. Adının Burhanettin olduğunu sonradan öğrendiğimiz babanın yüzü ise son derece ciddi. Ama duyguların farklı oluşu baba-oğul benzerliğini hiç bozmamış; ağız, burun tıpatıp aynı ikisinde de.

\n

Meğer Ali, çocuk bu ya, çat-pat denen barut türü zehirli maddeyi ağzına atıp yutmuş, bir süre sonra da hepatit denen ölümcül hastalıktan yatağa düşmüş. Karaciğer yetmezliğinden Gazi Üniversitesinin Tıp Fakültesi Hastanesine getirildiğinde organ naklinden başka çare yokdemişler. Ama Sağlık Bakanlığının acil çağrı listesine konduğu halde kan grubuna ve vücut ölçütlerine uygun hiç verici bulunamadığı için annesinin ya da da babasının ciğerinden parça kesmekten başka yol kalmamış, babanın isteğine uyularak gerekli testler yapılıp ameliyata geçilmiş. Hastanenin Organ Nakli Eşgüdümcüsü Emine Singin, Birkaç gün içinde nakil yapılmasaydı hayatını kaybedecekti diyor.

\n

Artık iyileşen Ali bir süre daha düzenli denetime çağrılacakmış.

\n

İnsan, bu vesileyle bir kez daha görüyor ki ciğer de, ister ak ister kara olsun, yürek kadar vazgeçilmez bir organ. Tek çocuklu anneyle babaya İkinizden birinin ciğerini keseceğizdendiğinde aralarındaki konuşmanın dramatikliğini zihninizde canlandırabiliyor musunuz?

\n

Gerçekçi veya duygusal nedenlerle tahmin edilmesi zor olmayan bir sonuç olarak babanın özverisini doğru bulsanız bile bir an için keşke ortaklaşa bir çare bulunabilseydi diye düşünmez misiniz?

\n

Ama böyle tereddüt geçirmekte haksız sayılırsınız. Zihninizi şöyle bir topladığınızda hemen fark edersiniz ki kalan eşin özverisi gitmeyi göze alanınkinden daha az sayılamaz. En doğrusu, bir çocuğu yaşatma sorumluluğu gibi bunun gerektirdiği özverinin de ortaklaşa paylaşılması gerektiğini düşünmek. Zaten, her anneler ya da babalar gününde bilin ki; eşlerden biri gitse bile kalan, hem anne hem baba olacaktır, ikisini kendi benliğinde birleştirerek...

\n

Aile için böyle düşünülebiliyor da, özde nihayet onun gibi bir sosyal kurum olan Cumhuriyet devleti için neden öyle düşünülmez? Neden onu ayakta tutmaya yarayan ödevler ve özveriler söz konusu olunca insanlar birbirini yer? Cumhuriyeti çocuğumuz kadar benimseyip sevmediğimiz için mi?

\n

Birbirimize güvenmediğimizden, birimiz olmayınca öbürünün kendisine emanet edilene kötülük edeceğine inanışımız mıdır bizi kuşkuya düşüren?

\n

Oysa ciğerimizi isteyen de yok, şimdilik.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları