Kürşat Başar
Kürşat Başar kursatbasar63@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tahrike Çok mu Yatkınız?

20 Eylül 2011 Salı
\n

Bizde kişilere karşı işlenen suçlar değil devlete karşı işlenen suçlar affedilmiyor.

\n

İşin garip tarafı devlete karşı işlenen suç tanımının her dönemde değişmesi.

\n

Bir süre önce devlet için, devlet emriyle yapılan işlerbir süre sonra devlete karşı suçkapsamına girebilir.

\n

Örneğin geçenlerde internete düşen devlet yetkilileriyle terör örgütü şeflerinin gizli görüşmesi de yarın öbür gün ağır bir suç sayılabilir.

\n

Ama hiçbir dönemde değişmeyen bir suç biçimi vardır. O da devlet büyüklerimizi bir nedenle kızdırma suçudur.

\n

Yazar, çizer, gazeteci daha çok bu son bölüme girer ve hiçbir dönemde başları dertten kurtulmaz.

\n

***

\n

Devlet katile, tecavüzcüye, mafyaya karşı bu kadar gaddar değil, ama yazana, çizene, düşüncesini söyleyene karşı fazlasıyla gaddar.

\n

12 Eylülün yıldönümü nedeniyle yapılan programlara, belgesellere, röportajlara, anılara bakınca gayet iyi anlaşılıyor.

\n

Örneğin bir suç var ki yıllardan beri hepimiz çok doğal kabul etmişiz.Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesuçu...

\n

Sanki halk sabah akşam gazete, kitap okuyormuş gibi bir yazıyla nasıl tahrik edilip kin ve düşmanlık içine giriyor diye sormamışız.

\n

Bu kadar tahrike yatkın bir millet miyiz biz?

\n

Bir yazarın, aslında herkesin gün içinde sokakta yürürken, trafikte giderken bile birbirine söyleyip durduğu bir sözü,bu milletin yarısından çoğu aptalgibi üstünde bile durulmayacak bir sözü söyledi diye hâlâ tartışılması akıl alır şey mi?

\n

***

\n

Keşke bu sözler yerine eleştirilerin ve önerilerin yer aldığı kitapların, yazıların tartışılması mümkün olabilseydi.

\n

Koskoca devlet mekanizması, elinde polisiyle, askeriyle, mahkemeleriyle ve her türlü kurumuyla ülkeyi yönetirken iki yazıyla, kitapla halkı o mekanizmaya karşı kışkırtıp ayaklandırmak nasıl olacak?

\n

Türkiyede böylesine etkili bir yazı veya kitap hiç yazıldı mı?

\n

Ben hatırlamıyorum.

\n

Bir yazarın yazdığına zaten hükümetten, polisten, savcıdan önce başka yazarlardan gazetecilerden cevap yetişiyor. Okurdan fırça gecikmiyor. Kurumlar, kişiler, şirketler haklarındaki yazılara anında kıyameti kopartıyor. Hatta kimi zaman hiç üstüne vazife olmayan insanlar bile görevden vazife çıkarıp başınıza dert olabiliyor. Denilebilir ki asıl yazarlara, düşünürlere karşı herkes birbirini tahrik ediyor.

\n

Ayrıca kitapların, yazıların içindeki suçlar çeşitli maddelerle zaten cezalandırılıyor. Hakaret suçu gibi suçlarla pek çok gazeteci, yazar mahkemelerde.

\n

Tarih boyunca yazar, çizer, düşünür her zaman asi çocukoldu. Ama medeniyet asi çocuklarla barışarak ya da en azından onları da dinleyerek geldi.

\n

Bu, kin ve nefrete tahrik söylemini yasalardan çıkartmanın zamanı gelmedi mi artık?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Görüşmek Üzere... 10 Ocak 2013
Vergiler ve Zenginler 8 Ocak 2013
Kitap Korkusu 5 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları