Hikmet Çetinkaya

Ölümün Yüzünü Gördük...

31 Ağustos 2012 Cuma
\n

\n

\n\n\n

Umudun ve umutsuzluğun suluboya resimlere çizildiği günleri, gökkuşağının yedi rengini, o bildik yağmurların bizi ıslattığı akşamüstülerini düşünüyorum.\n

\n

O çığlık çığlığa olan anneleri...\n

\n

Polis coplarını!\n

\n

Yerlerde sürüklenen üniversiteli kızları, delikanlıları.\n

\n

Uykuda titrer gibi oluyorum.\n

\n

Yorgunduk, yaşamın yedi rengini unutur olmuştuk.\n

\n

O gözyaşları, çığlıklar içinde dağılmıştık.\n

\n

Genç bedenlerin kurşun bir güneş altında çürütülmesine alışmış bir toplum yani, yurdumun insanı neden böyle tepkisizdi, bilmiyorduk.\n

\n

Deniz, sonbaharların sürgün verdiği günlerde bir iç çekiş, bir yakarış...\n

\n

İşkenceden geçmiş, sorgulanmış, demir parmaklıklar arkasına atılmış o çocuklar, gözaltında kayıplar, Cumartesi Anneleri, sınır boylarında ölen 20 yaşındaki ana kuzusu askerlerimiz.\n

\n

Bombalı tuzaklar, terör...\n

\n

O acımasızlık delik deşik etmişti yüreklerimizi...\n

\n

Gözlerimizi kör!\n

\n

Oysa sevdayı, coşkuyu, özlemi en uysal öğütlerle büyütmenin zamanıydı...\n

\n

Akan kan değil, coşkulu bir ırmak olmalıydı...\n

\n

Ah çaldılar var olan umutlarımızı, çaldılar aşklarımızı.\n

\n

Tek suçumuz umutlarımızın paramparça olmasını, akan kanın durmasını istemekti.\n

\n

Zamanın sapağında savaş tanrılarının acımasızlığını, yangın yerlerini istemiyorduk.\n

\n

Güz bahçelerinden çiçekler toplamalı, demokrasi ve özgürlük türküleri söylemeliydik.\n

\n

***\n

\n

Niye bu acımasızlık, bu kıyım niye?\n

\n

Zavallı yüreklerimiz bilinmeyen, daha doğrusu adı konulmayan bir dehşetin içinde.\n

\n

Niye biz görmedik mavi bir bulutun altından çıkan güneşi, kırlangıçları, serçeleri!\n

\n

Kuru bir yerin karanlığında ve aydınlığında o ölümün yüzünü gördük.\n

\n

Anlatamadık tasalarımızı, özgürlüklerimiz ayaklar altında çiğnenip işkenceden geçerken; anlatamadık Diyarbakır, Metris zindanlarını.\n

\n

Sözün bittiği yerdeydik, ömrümün o beyaz yüzünü, şarapnel parçalarıyla ölen sekiz yaşındaki Ceylan’ın bedenine bakarken.\n

\n

Paul Celan’ın dizeleriyle uyuduğum gecenin yarısında, rüyaların hançeriyle uyandım sabaha karşı.\n

\n

İçimde hüzünle karışık bir sevinç...\n

\n

Sözler bir ölümün değirmenlerinde öğütülmüş ve kutsal.\n

\n

Yüreğiyle sevmenin, yüreğiyle görmenin zamanıdır şimdi.\n

\n

30 Ağustos zaferinin 90. yıldönümü...\n

\n

Bir ulusun destanını yazan Mustafa Kemal!\n

\n

Bağımsız Türkiye’nin ve devrimlerinin önünü açan, çağdaşlığın adımını atan bir zaferin 90. yıldönümü...\n

\n

Kulu birey yapan...\n

\n

Laik demokratik cumhuriyetin, üniter devletin temellerini atan.\n

\n

Olgunlaşan buğdayın güneş yanığı parmaklarından yaşama, özleme, özgürlüğe ışık tutan.\n

\n

Bir ülkenin çocuklarını, sevdalarını demir ağlarla ören...\n

\n

***\n

\n

Nice acıları, kaygıları, kıyımları gördük ağaçların altında...\n

\n

Kentlerde...\n

\n

Dağlarda, bayırlarda...\n

\n

O yıllar bir çocuk gökten ateşi çalıp güneşi çiziyordu denizin üzerine.\n

\n

Umudu arıyordu suluboya resimlerde.\n

\n

Silahların gölgesinde bir yaşamın, patlayan bir el bombasının parçalarında.\n

\n

Avuntularımız bunca yıl hep elimizdeydi bizim.\n

\n

Gözyaşlarımız!\n

\n

Yaşadığımız nice ölümlerde, kimsesizler mezarlığına gömülen genç bedenlerde.\n

\n

Bekir Yıldız’ın Kaçakçı Şahanını okuduğumuz yıllardı, bir ağustos sabahında, göklerin mavisi vadileri ısıtırken, mayınlı alanlardan katırlar geçerken.\n

\n

Şimdi oraların çocukları Karadeniz’de fındıkta, Egede, Karacabeyde meyve bahçelerinde işçi.\n

\n

Tuzla tersanelerinde, gökdelenlerde...\n

\n

Hüzün dolu bir yaşam!\n

\n

Gözyaşı.\n

\n

Tüm bu anlattıklarım bilindik şeyler.\n

\n

Gölge öğretir insana yeniden beklemeyi, umut paramparça olsa bile.\n

\n

Unutmayın tüm bunlar hayatın sayfaları!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları