Hikmet Çetinkaya

Darbeye karşı demokrasi ve özgürlük...

30 Temmuz 2016 Cumartesi

FETÖ’cü yapılanmanın 40 yıl önce başladığını, devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarında örgütlendiğini yıllarca yazdık ama bir türlü ülkeyi yönetenlere anlatamadık...
15 Temmuz’da TSK içinde bir grup subay ve generalin öncülüğünde yapılan FETÖ’cü darbe girişimi iki hafta önce püskürtüldü...
Ölümü göze alarak darbeye karşı çıkan halkımıza, polisimize, askerimize çok şey borçluyuz.
Evet, iki hafta önce bir felaketin kıyısından döndük...
Üç-dört gündür Cumhuriyet arşivinden FETÖ’yle ilgili yazılarımı, haberleri çıkarıyorum...
Fethullah Gülen’in ve Fethullahçıların 1970, 1980, 1990, 2000 ve 2006 yıllarında neler yaptıklarını anlatıyor...
21 Nisan 2016’da “Cemaatin himmet kasası” başlıklı yazımın bir bölümünde, bu yapının polis kanadına hükümet tarafından operasyonlar yapıldığının altını çizerken şöyle yazmıştım:
Cemaat Türkiye Cumhuriyeti’nin kılcal damarlarına değin girmiş, yargıda, poliste, TSK’de, eğitimde, devletin desteğiyle kadrolaşmıştı.
FETÖ’cü darbe girişiminden 2.5 ay önce...
Aslında FETÖ, devleti çoktan ele geçirmişti...
Hürriyet’in 27 Temmuz Çarşamba günkü manşeti zaten bunu gösteriyordu:
Gizli darbe 2013’te...”
Çünkü darbe girişimi sonrası tutuklanan Kara Kuvvetleri’ne mensup generallerin önemli bir bölümü 2013, 2014 ve 2015 YAŞ toplantısında terfi ettirilmişlerdi...

***

Orgeneral Necdet Özel’in Genelkurmay başkanı olduğu 2013 YAŞ’ında terfi alan toplam 41 generalden 21’i darbe girişiminden tutuklu şu anda. 2015 YAŞ’ında, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı darbeye ikna etmeye çalıştığı iddia edilen Mehmet Dişli dahil, terfi eden 22 general bugün tutuklu.
30 yıldır Fethullah Gülen hareketinin nasıl yapılandığını, FETÖ’cülerin 80’li ve 90’lı yıllarda devleti yöneten siyasal iktidarlarca nasıl korunup kollandıklarını anlattım...
Kimse inanmadı, inanmak istemedi...
Adalet Bakanı bir özeleştiri yaptı tamam!
İş işten geçmişti ama olsun! 17/25 Aralık operasyonu olmasaydı, siyasal iktidar, FETÖ’cülerle birlikte kol kola yürüyecekti.
TSK içindeki imamlar,TSK’nin sayısal olarak en büyük gücü Kara Kuvvetleri’nde etkili olacaklar, Türkiye’de darbeye kalkışacaklardı...
Onun için büyük bir felaketin, yıkımın kıyısında döndük...
Onun için çok şey borçluyuz kendilerini tankların paletleri altına atan, şehit düşen insanlarımıza, ölümü göze alan yiğit polislerimize, yurtsever askerlerimize.
Gözü dönmüş, hain bir saldırının ön saflarında yer alan subaylar, generaller elbet hukuk kapsamında yargılanacaklar.
Darbe girişiminin perde arkasında kimler olduğunu, örneğin FETÖ’cülere destek veren kimi grupların olup olmadığını öğreneceğiz...
Belki!

***

Yaklaşık 10 ay önce, 6 Ekim 2015’te yayımlanan yazımın başlığı şöyleydi:
TSK’nin kendi içindeki pisliği neydi?
Balyoz ve Poyrazköy davalarından yargılanan, Hasdal’da 3.5 yıl hapis yattıktan sonra her iki davadan beraat eden, Kardak’a çıkan SAT komandolarının komutanı Kurmay Albay, gazeteci Sedef Şenkal Demir’e şöyle demişti:
Üzüntüm, Silahlı Kuvvetler kendi içindeki pisliği çıkaramadı.
Davalar bitene dek başını dik tuttu... Kıvırmadı, gerdan kırmadı...
Devamla şöyle dedi:
Üzerimdeki üniformayı sünnet kıyafeti mi sandınız!
Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e hakaret suçundan beş ay hüküm giydi...
Tarihini verdiğim yazımı şöyle bitirmiştim:
TSK’nin kendi içindeki pislik neydi acaba?
O pisliği iki hafta önce gördük toplum olarak...
Elbet bizlerin bilmediği daha pek çok şey var. Kanlı darbe girişimini FETÖ’cüler yaptı tamam.
TSK içinde onlarla işbirliği yapan bazı gruplar var mıydı, yok muydu?
Şimdilik bunları bilmiyoruz!
O zaman demokrasi nöbetine devam...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları