Hikmet Çetinkaya

Bu Yazı Senin İçin Mehmetim...

28 Eylül 2012 Cuma
\n\n\n

Yüzündeki o sürgün izleri, bakışlarındaki yorgunluk nedendir senin?

\n

Tutkuların derinliğinde, akan sularda, bir dağın eteklerinde, kayalıkların ardında, sırt çantanla şafağın sökmesini beklerken neler düşündüğünü bilirim ben senin...

\n

İçinden geçenleri, özlemlerini, aşklarını hepsini ama hepsini bilirim.

\n

Seni Aktütünde, seni Dağlıcada o virane karakollarda korumasız bırakan, gece baskınlarında seni öldürenleri de...

\n

Bizi bize düşman yapan, kin-nefret tohumlarını yüreklerimize eken kana kan intikamduygularımızı ateşleyenler, gecenin ayazında derme çatma kulübelerde nöbet tutan seni, tanımıyor bile.

\n

***

\n

Karşısında silahlı bir gerilla grubu olduğunu 30 yıldır görmezden gelen, ona göre bir mücadele yöntemi, profesyonel asker yetiştirmeyen asker ve sivil bürokratlara sözüm.

\n

Ülkeyi yönetenlere, gelmiş geçmiş siyasal iktidarlara, Kandile Türk bayrağını dikmeye kalkışanlara...

\n

Bakın o Mehmetlere...

\n

Sonra sorun:

\n

Nereye gidiyoruz?

\n

Onlara değil sana yazıyorum bu yazıyı Mehmetim...

\n

Sana!..

\n

Ay yıldızlı bayrağımıza sarılı tabutunun o toprağa verilişine...

\n

Bir ulus böylesine büyük acılara artık alıştı... Çoğunun umurunda bile değil...

\n

Gazete okumazlar, haberleri dinlemezler...

\n

Yaşadıkları yöreye bayrağa sarılı tabut gelince bakakalırlar...

\n

***

\n

Ölüm ölüm üstüne, acı acı üstüne gelince böyle oluyor işte.

\n

Sen yaşarken, 20 yaşında inşaatlarda harç kararken, davar güderken, kasabada dolaşırken, büyük kentlerin varoşlarındaki kahvelerde işsiz-güçsüz otururken hiç kimse umursamıyordu.

\n

Şimdi şehit ya da gazisin...

\n

Mavi bir bulutun altındasın ya da toprağın altında...

\n

20 yaşında göçüp gittin bu dünyadan...

\n

Adını sorsam kimse anımsamaz...

\n

Ölmedin yaşıyorsun...

\n

GATAdasın... Tekerlekli sandalyeye bağlı, bir kolun kopuk...

\n

Başını kaldırıp göğe bakıyorsun, acıların ve hüzünlerinle baş başa kalıyorsun.

\n

Birkaç kuruş şehit ya da gazi maaşı...

\n

Bunun adı piyasa düzeni!

\n

Sen, ben, siz, hepimiz o uçsuz bucaksız ovaların, dağların, ormanların, Fıratın öteki yakasında olup bitenleri biliyor ama görmezden geliyoruz.

\n

Hayat kendi akışı içinde...

\n

***

\n

Birkaç Mehmet değil binlerce Mehmet olduğunu biliyoruz.

\n

Bu çark böyle işliyor!

\n

İçeride ve dışarıdaki güçler, kendi çıkarları için Ortadoğuyu delik deşik edip hayatları söndürürken, senin ülkeni yönetenlere taşeronluk verip, sırtlarını sıvazlıyor.

\n

Yıllar önce senin için bir yazı yazmıştım dün sabah aklıma geldi Mehmetim...

\n

Ne Kara Asya ormanlarının karanlığı ne gökyüzünün griye boyanan yüzü, bugüne dek güneşin doğduğu vadilere götüremedi, barışı sağlayamadı, kardeşe kardeşi öldürmekten vazgeçiremedi...

\n

Yine aynı şeyleri söylüyorum Mehmetim!

\n

Oysa sesimi, sesimizi duyan yok!

\n

Artık akan kan dursun, bunun için ne gerekirse yapılsın...

\n

Bu düşmanlık, nefret, kin, intikam duygusu bitsin!

\n

***

\n

Gecenin ayazındasın... Bilmem kaç kilo sırt çantan ve elinde uzun namlulu silah, roketatar.

\n

Ölüme çok yakınsın...

\n

Bu yazıyı senin için yazdım Mehmetim...

\n

Akan kanın durması için yazdım.

\n

Beni pek çok kişinin anlamayacağını bildiğim halde hep yazacağım.

\n

İç ve dış güçlerin desteğinde olan, eroinle beslenen bir terör örgütü var karşında...

\n

Biz bu ülkeyi tümlük içinde, demokrasimizi ve özgürlüklerimizi geliştirerek, etnik milliyetçilik ve mezhep ayrımcılığı yapmadan aydınlık günlere kavuşturabiliriz.

\n

Eğer inanıyorsak, eğer içimizde yaşam tomurcuklarını çoğaltabiliyorsak...

\n

Zor değil bunları yapmak Mehmetim zor değil!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları