Hikmet Çetinkaya

14'ünde Nikâha, 19'unda Mezara...

20 Temmuz 2012 Cuma
\n

\n\n\n

Bazen umutlarımız kaçıp gider göçmen kuşlar gibi, bizim sevinçlerimizle...

\n

Zifiri karanlık bir gecenin içinde gökyüzünde oynaşan yıldızlar, hafif bir esinti, denizin dalgalarının çıkardığı o ses, içimizdeki ürperti bizi bir başka evrene taşır.

\n

Bir anda hüzünlerimiz buluşur sessizliğin sesinde...

\n

Çocukların gözleri giderek küçülür.

\n

Zamanın içinde bir şeylerin düğüm düğüm olduğunu anlarız.

\n

Kapımızı çalan ölüm haberleri, kadına yönelik şiddet, cinayetler, yağmur sularında ölen insanlar, dere yataklarına yapılan konutlar.

\n

Bir umursamazlık...

\n

Boş vermişlik...

\n

O çocuk gözlerinde yarınların aydınlığını ararken ne büyük acıdır, tarifsiz kederler içinde boğulmak, ne büyük işkencedir.

\n

Anlatılması ve yazılması güç!

\n

Anılar iğne batışı gibidir dudaklarda... Düşler bulanık...

\n

Yoktur artık kış günlerinden kalan güzelliğiniz bu yaz akşamında.

\n

Kimileri maden ocağında, kimileri depremde, kimileri yollarda, kimileri şantiyelerde, alışveriş merkezlerinde ölmüştür.

\n

***

\n

Kabaran bir dalga, coşkulu bir ırmak...

\n

Karadeniz’in denize bakan dağlarının yamaçlarında fırtınalı akşamların direnci olan kadınlar...

\n

Kimi terk edilişler kimi kaçışlar...

\n

Yalnızlık!..

\n

Pusu kurulmuş yıldızlar bahçesinde renk kuşağının çizgileri...

\n

Ölüm ve yaşam...

\n

Gazetelerin birinci sayfalarında yer alan bir haber:

\n

“15’inde doğuma 19unda ölüme...

\n

İnsanın içini yakan, acıtan bu gerçek, Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’da yaşandı.

\n

Bilindik öykü Balat’taydı...

\n

19 yaşındaki imam nikâhlı Mahmure Karakule, birlikte yaşadığı, daha sonra da ayrılmak istediği Zülfikar Bakır tarafından iki çocuğunun gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü.

\n

14 yaşında imam nikâhıyla evlendirilen Mahmure, beş yıldır Zülfikar’la yaşıyordu.

\n

Çocuklarını çok seven kadın, sabah akşam Zülfikar’ın şiddetine bir süre direndi.

\n

Adam cinayeti işledikten sonra ilk ifadesinde şöyle dedi:

\n

Karım fuhuş yapıyordu ben de öldürdüm...

\n

Komşuları katile inanmadılar:

\n

14 yaşından beri işkence görüyordu, şimdi mezarında rahat eder!

\n

19 yaşındaki Mahmure birkaç kez polisi aramış:

\n

Kocam beni öldürecek, onu hastaneye kaldırın...

\n

Ambulans gelmiş ama polis gelmemiş...

\n

***

\n

Bilindik öyküler bunlar...

\n

Her gün yaşanıyor yaşadığımız coğrafyada...

\n

Kadın dernekleri yürüyüş yapıyor, tepki gösteriyor ama bir sonuç alınamıyor.

\n

Ölümlere alışmış bir toplum olduk...

\n

Sel sularında, inşaatların çöken iskelelerinde, Avcılar metrosunun demir köprüsünün blokları altında, cezaevi aracının yanmasıyla, bombalanan kafelerde, tüpgazın patladığı lokantalarda, yollarda ölüyor insanlar.

\n

O yüzden toplumun büyük çoğunluğu unutulmuş sevdaların, yalancı gülücüklerin içinde oyalanıyor kendi kendine.

\n

Anılar, kadınların dudaklarında bir iğne batışı...

\n

Umutsuz!

\n

Yaşamın masalını anlatmak istiyorlar, sevinci, hüznü...

\n

Anlatamıyorlar!

\n

Ben bir yaz sıcağında İstanbul’un tarihi Balat semtinde yaşanan kanlı öyküyü anlatmaya çalışırken, Oktay Rifat’ın gözüne uyku girmediği saatleri, Cevdet Kudret’in surlara konan ve akşam yorgunluğunu çıkaran kuşlarını düşünüyorum.

\n

Ve 14’ünde evlendirilen, 15’inde çocuk doğuran, 19’unda öldürülen Mahmure’yi...

\n

***

\n

Böyle benim ülkemde kadınlar...

\n

Yaşamın masalını kuran erkekler okurlar mı bu yazımı bilmem...

\n

El değmemiş bir ovaya, kuşlardan arınmış koruya teslim edilmiş bir yalnızlık, bir acı ve hüzün...

\n

Delik deşik olmuş anılar, kurumuş bir gölge...

\n

Zaman hiç farkında olmadan akıp gidiyor.

\n

O kadar!..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları