Hikmet Altınkaynak

İstanbul güzelleşecek...

28 Mart 2019 Perşembe

Çağlar boyu şarkı, türkü, resimlere; film, şiir, romanlara konu olan dünyanın sevdiği İstanbul, güzelliğini yitirdi. Ataol Behramoğlu’nun dünkü yazısında biraz değindiği gibi, “can çekişmekte”.
Neden böyle?
Oysa özellikle şair ve yazarlar İstanbul’u hak ettiği övgülere boğdular. Onlarca, yüzlerce yapıt ortaya koydular. Bir şarkı var ki güftesiyle, bestesiyle en katı kalpleri bile titretiyor, şöyle diyor:
“İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar”!
Behçet Kemal Çağlar’ın bu güftesini Münir Nurettin’in bestesi ve yorumuyla dinlemek hepimize iyi gelecektir, huzur getirir. Günümüzde özlediklerimizden biri de bu değil mi zaten?
Şarkı iyi gelir gelmesine ama sokağa çıkınca insanın kargaşadan, kirlilikten, trafikten, pahalılıktan aklı başından gider, delirir. Ya İstanbul’u sevmediği halde severmiş gibi görünenlere ne denir!

İstanbul’u tutkuyla seven yazar
Sait Faik de (1906-1954) İstanbul’u tutkuyla seven Yahya Kemal’den Nâzım Hikmet’e, Necatigil’den Attilâ İlhan’a, Bedri Rahmi’den Orhan Veli’ye kadar onlarca seçkin şair ve yazarımızdan biriydi. Yazar olarak üstlendiği sorumluluğun bilincindeydi. Öyküleri çoğunlukla İstanbul’da geçer. Onun öyküleriyle güzel İstanbul’un sokaklarını, parklarını; iskele, gazino, ev, oda, deniz, plaj ve hastanelerini tanırız.
Ne var ki Sait Faik’in ölümüne yakın öykülerinde İstanbul çirkinleşir. Bu tarih 1950’li yıllardır. Köyden kente göç, gecekondulaşma, ardından gelen çarpık yapılaşma, plansız programsız şehircilik anlayışı ve son dönemde de rantçılık, yeşilin, oksijenin yok edilişi bugünlere getirmiştir bu güzel kenti. Kente ihanet edenler itiraf etmiştir suçlarını, ama ellerini ayaklarını bu kentin üzerinden çekmemiş, 16 milyonu görmezden gelmeyi sürdürmüşler; dahası “bize ders vermeyin” diye gözyaşı dökmekteler!
İstanbul’un çirkinliğini durdurmak, eski güzelliğine kavuşturmada ilk adımı atmak için yerel seçimler tarihsel fırsattır. İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, anketlerin ortaya koyduğu verilere göre kazanma olasılığı en yüksek aday görünüyor. Çünkü Belediye Başkanı olduğu Beylikdüzü ilçesini gözde kent yaparak bunu kanıtladı. Herkesin güvenini, sevgisini kazandı. İstanbul’a umut oldu. İmamoğlu’nun içtenliğine son iki aydır Facebook’tan seçim çalışmalarını izlerken, sanatçılarla yaptığı toplantıda yer alıp konuşmasını dinlerken ve 128 sayfalık İstanbul’a Yeni Bir Başlangıç kitabındaki projelerini incelerken daha da inandım.

Nurettin Sözen’in projeleri
26 Mart 1989’da yapılan yerel seçimlerde SHP’den İBB Başkanı seçilen Nurettin Sözen’in seçim öncesi sanatçılarla yaptığı tanışma toplantısına da katılmıştım. AKM’de yapılmıştı. Sözen, İmamoğlu gibi, çok popüler bir isim de değildi. Kazanması büyük sürpriz oldu. Ama bugün Metro’ya onun sayesinde biniyoruz. Halkekmek’i de o kurmuştu. Bir söyleşide belirttiği gibi, “Çöp projesi, doğalgaz, Sazlıdere, Istranca dereleri, Melen, metro, tramvay projeleri” onundu.
1989’da SHP lideri Erdal İnönü, ANAP’a yönelik olarak “limon gibi sıkacağız” sloganını kullanmıştı. Etkili de oldu. Halka da soruyordu: “5 yıl daha limon gibi sıkılmaya gücünüz var mı?” Bugün de muhalefet, işsizlik, pahalılık; soğan ve domates kuyruklarıyla iktidarı eleştiriyor. Mahzuni Şerif’in türküsüyle sesleniyor: “Yoksulun sırtından doyan doyana/Bunu gören yürek nasıl dayana/Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana”
Bu yoksulluk, bu pahalılıkla, halkın dayanma gücü kalmadı. Düzelir mi? Elbette düzelir.
Ama yeni bir başlangıçla düzelecek ve de İstanbul güzelleşecek...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları