Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ders Almalı...
Teknik direktör ya da antrenörler futbolculara ne öğretir? Futbolu öğretir mi? Hayır. Onlar belki de hocalarından daha fazla futbolu biliyorlardır ki o takıma gelebilmişlerdir. Peki neden bu kişilere astronomik rakamlar ödenir? Futbolculara taktik, takım disiplini ve takım ruhu versin diye. Bunları yapabilenler, diğerlerinden bir adım öne geçerler. Hepimizin bildiği gibi, Avrupalılarca da kabul edilen, teknik direktör ya da antrenörlerin takıma katkısı yüzde 15’ten fazla değildir. Birçok yönden takdir ettiğim Aykut’un bunları yapabileceğini ümit ediyordum ama yanılmışım. Emre olayında bir akşam önce kadro dışı bırakıp, sonra da uzaktan kumanda ile fikrini değiştirmesi, yalnız benim tarafımdan değil, futbol camiasında da pek iyi karşılanmadı. Benim bu düşüncem hakkında, futbol oynamadığı halde bilirkişi kesilen yorumcular ne der? Bilmiyorum. Aykut’un şunu hatırlaması gerekirdi. Spor, yürüyen, koşan ahlaktır. Futbolda sadece topa iyi vurmak ya da süratli koşmakla bu sağlanamaz. Disiplinli olamayan futbolcu ne kadar iyi olursa olsun, takımını başarılı yapamaz. Ahlak önce gelir. Bunu Ulu Önder Atatürk, ne kadar güzel ifade etmiştir. Futbol hayatımda başımdan geçen her türlü olay karşısında hatta teknik direktörlük görevim süresince bu ilkeden hiç vazgeçmedim. Bilenler, bilmeyenlere anlatır.
\n1950 önceleri Fenerbahçe’de takım kaptanlığı yaptığım dönemlerden bir anım var. İzmir’de maçımız var. İzmir Palas Oteli’nde kamptayız. O dönemde kulübümüzün başkanı; eski Demokrat Parti Haysiyet Divanı Başkanı Osman Kavrakoğlu. Antrenörümüz de İskoç. Takım kaptanı olduğum ve de biraz İngilizce bildiğim için, antrenör ile aynı otel odasını paylaşıyoruz. İstirahat halindeyken kapı açıldı ve başkan içeri girdi. Oynanacak maçın kadrosunu bir pusula ile antrenöre vermek istedi. Kadroya takımda ilk defa oynayacak birini de yazmıştı. Onu görünce, antrenörün kanı beynine çıktı. Yarım yamalak Türkçesi ile “Sen antrenör, ben antrenör” şeklinde bir ifadeyle “Antrenör sen misin yoksa ben mi?” demek isteyip, başkanın talebini geri çevirdi. Başkan gittikten sonra Molloy isimli antrenörümüz bana dönerek, “Halit, ben başkanın emrini yerine getirseydim bir iki yıl daha Türkiye’de görev yapardım. Ama ben İskoçum, meslek onurum var” demişti. Biz futbolu İngilizlerden öğrendik ama bu İngiliz centilmenliğini bir türlü öğrenemedik. Bunu neden yazıyorum? Sevgili Aykut’un ders alması için. Belki bir takım dersler almıştır ama yine de hatırlatmada yarar vardır. Kabul edelim ki çoğumuz, bazı konuları iyi öğrenmemiş olduğumuz için, öğrencilerimize de iyi öğretemiyoruz.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'