Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Derbiden ÖnceDerbiden Sonra
Fenerbahçe’de ilginç olaylar yaşanıyor. Bunlar, içinde bulundukları normal olmayan ortamdan mı kaynaklanıyor, bilemiyorum. Dikkat çekici olanlardan bir örnek: Aykut ile yapılan 3 yıllık sözleşme… Oysa daha zamanı değil. Doğal olanı, bu iş için sezon sonunun beklenmesi. Doğal olmayanı da, en yakın rakibi Galatasaray’dan 9 puan gerideyken Fenerbahçe’ye verilecek olan ceza kesinleşmeden, sezon sonuna kadar daha neler olacağı belli olmadan, sezon bitmeden mukavelenin 3 yıl daha uzatılması. Bu durum Türkiye’de bir ilki teşkil ediyor. Bu konu ile ilgili olarak geçmişe dönüp bakarsak, 30 yıldan beri belki 28 antrenör değişti. İçlerinde dünya markası olanları da vardı. Ama hiçbirisi şu anda Aykut’un sahip olduğu ayrıcalıklı davranışa sahip olamadı. Çoğunun mukavelesi bittikten sonra dışlandıkları gibi, mukavelesi devam ettiği süre içinde bile dışlananlar oldu. Görevden giderlerken bırakın seremoni yapmayı, neredeyse arkalarından teneke çalındı.
\nBundan 10-15 yıl kadar önce, Ali Şen’in başkan olduğu dönemlerde, Oğuz ile Aykut “takımda ikilik yaratıyorlar” gerekçesi ile kulüpten dışlanmışlardı. Ama kadere bakın ki bu ikiliden birisi, ulusal takım yardımcısı olurken diğeri Fenerbahçe teknik adamı oldu. Hem de kendisinden öncekilere nazaran çok daha kıymetli olarak. Bir bakıma Aykut, yıllarca önce kendisine yapılan haksızlığın rövanşını alıyor. Bilmem, o dönemin başkanı Ali Şen bu senaryoya ne der? İnşallah bu kıymet bilirlik devam eder. Bundan biz de mutluluk duyarız. Çünkü, bazı eksiklikleri olmasına rağmen Aykut, gerçekten kaliteli bir insan. Onun başarılı olmasını çok isterim. Zaten eleştirdiğim konu Aykut’un kendisi değil, yönetimin yönetimi! Aziz Yıldırım’ın Aykut’u sevdiği belli. Aykut da ona son derece bağlı birisi. Ancak, bu sevgi bağı bu şekilde sergilenmemeli. Aksi takdirde Aykut bundan manevi olarak zarar görür. Şu anda morali yüksek. Umarım bu yüksek moral, takım oyuncularına ve de oyunlarına yansır.
\nDerbiden önce yazdığım yukarıdaki fikirlerim aynen devam etmekte olup derbi sonrasındaki görüşlerimi de eklemek isterim: Hepimizin bildiği gibi, futbol kulüplerimiz, takımlarına futbolcu transferi yaparken futbolu bilen, iyi futbol oynadığına inanılmış, isim yapmış kişiler yönünde tercihlerini kullanmaktadır. Dolayısı ile futbolcular, takımlara futbolu bilerek gelir. Teknik adamlar, onlara futbol öğretmezler. Sahaya en doğru takımı çıkaran, takımına disiplin verebilen, oyunu iyi okuyabilen ve de onları homojen bir şekile getirip sorumluluk aşılayan, saha içi plan ve programını iyi yapan, saha içi değişimlerde isabetli karar verebilen, etki altında kalmayan teknik adam, takımının başarısında önemli faktördür. Doğruyu söylemek gerekirse Fatih Terim’deki bu özellikler, Aykut Kocaman’dan daha fazla görüldü.
\nFenerbahçe, kayıtsız şartsız olan Aziz Yıldırım’ın egemenliğinden kurtulmalı ve özgürlüğüne kavuşmalıdır. Nasıl olur da böyle bir derbide, dünyada bile az görülen güzellikteki golleri atan, 2-0 önde olup da daha yüksek moralle oynaması gereken bir futbol takımı sahada sıfıra düşer? Bu durum karşısında uzun uzun düşünmek gerekir.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- DEM Partili vekillerle 'Suriye' atışması!