Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Toplumsal Muhalefetin Gücü

03 Nisan 2015 Cuma

Sık sık söylüyoruz, AKP ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istiyor. Bu nasıl mümkün olacak? Belirtiler iktidarın çok aşındığını, üstü örtülen “işler güçler” nedeniyle ağır metal yorgunluğu yaşadığını, oy yitirdiğini, olup bitenlere “Ne olacak canım çalışıyorlar işte” diyenlerin kuşkuya kapıldığını gösteriyor. Normal koşullarda, yani hilenin hurdanın, olağandışı strateji ve taktiklerin boy göstermediği bir seçim ortamında AKP’nin “nev-i şahsına münhasır” başkanlığı elde edecek, kendi bildiği gibi siyaset edebilecek çoğunluğa ulaşamayacağı anlaşılıyor. Kuşkusuz AKP’nin durdurulması, “bundan sonrası kolay” dedirtecek bir sonuç değildir ama önemlidir. Bunun için muhalefet partilerinin ter dökmesi, CHP’nin yüzde 30’ları yakalaması, HDP’nin barajı geçmesi, komünistlerin “Biz de buradayız” demesi gerekiyor.

***

Bu tablo verili siyaset yapısının çizdiği tablodur. Bu tablonun sağdan ve soldan aktardığımız siyasal ortam dışında kalan güçler tarafından da etkilenmesi mümkündür. Birkaç önemli unsura dikkat çekebiliriz. Örneğin seçimlerin hile hurda karışmadan yapılabilmesi için harekete geçen sivil toplum girişimleri önemlidir. Ama asıl belirleyici olacak aktörler, siyasal ortamın olanakları ile düşüşü önleyemeyen, yasaları değiştirerek ya da yasa dışına “de facto” çıkarak eyleme geçen iktidar partisi, buna karşı varlığını korumaya önem vermesi gereken toplumsal hareketler bütünüdür. Bunlar somut olarak parlamento dışı siyasal parti ve hareketler ile önemli bir güç olma potansiyeli taşıyan Haziran Hareketi’dir.

***

Bu nedenle de iktidar partisi “her ne pahasına olursa olsun” “ilkesiyle” hareket etmeye ağırlık verdi. İktidar partisinin yetkileri zorlayarak, pek çok siyaset bilimcinin açık bir şekilde söylediğini yinelersek yasaları kendince yorumlayıp çiğneyerek elde ettiği olanaklar, nasıl kullanıldığı itiraf edilmiş şiddet eylemleri ile kolayca buluşabiliyor. Şiddet eylemcileri ise eylemlerinin kimin işine yaradığını çok da umursamadıkları başka bir dünyada yaşıyorlar. Şiddet eylemlerinin siyasal yaşamdaki sonuçları halkın çıkarlarına, savunduklarını söyledikleri ütopyalarına uygun değildir; hiçbir zaman da olmamıştır.

***

Ortaya çıkan tablo, onaylanan “güvenlik yasalarını” lafzını da aşarak uygulamaya koyacak olan iktidar partisinin elini rahatlatmıştır. Parlamenter sistemin “bekleme odasında” olduğunu ilan eden iktidar partisi önümüzdeki iki ayı kendince, kendi bildiği gibi kullanmaya çalışacak, muhalif medya üzerinde terör estirecek, merkez medyayı ürkütmeye daha ilk günden kanıtladığı gibi ağırlık verecek, seçimlerin ağır psikolojik baskı altında yapılmasını sağlamaya çalışacaktır. Şiddetin değişik biçimlerini kullanmaya özen gösterecekleri anlaşılıyor. Türkiye’nin son yıllarda gördüğü en demokratik hareket olan milyonluk Gezi Direnişi’nin girişimi Haziran Hareketi’ni gözaltılarla, tutuklamalarla sindirmeye, şiddet yanlısı gibi göstermeye şimdiden başladılar. Başarabilirler mi?

***

Şimdi yapılması gereken seçimlere odaklanmak, AKP’nin “her ne pahasına olursa olsun” stratejisini geriletebilmektir. İktidar partisi seçimlere en zayıf olduğu zaman diliminde sıkıştığı köşeden saldırgan bir tutumla giriyor. Şiddet kapısını araladı; sandıkları her ne pahasına olursa olsun baskı ve zorbalıkla kendi pusulaları ile doldurmaya çalışıyor.
Sandığı toplumsal muhalefetin gücüyle korumak hiç bu kadar önemli olmamıştı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları