Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Toplumsal Muhalefet

08 Şubat 2015 Pazar

Politika sahnesinde kaotik bir durum var. Aktörlerin telaşlandığı, rüzgârın hızlandığı; fırtınaya dönüşme işaretlerinin belirdiği gözlenebiliyor. Sahnenin arkasında ise tüm Türkiye’nin birbirinden çok farklı, gerçek aktörleri yer alıyor. Sahnedeki oyun ile arkadaki gerçek dünyanın çelişkileri, karmaşık ilişkisi Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir. Siyaset sahnesindeki hesapların, hesaplaşmaların, kurguların giderek polisiye film senaryosunu aratmaz hale gelmesi her ne kadar görüş mesafesini azaltıyor, aktörleri ve eylemlerini bulanıklaştırıyorsa da el yordamıyla değil, teorinin ve görünen pratiğin desteğiyle yol alınabilir.

***

Bugün tüm Türkiye itirazlar Türkiye’sidir. Toplumsal halk hareketlerinde yaygınlaşma, derinleşme var. İşçi hareketi kendine gelmek üzeredir. Sendikalar kendilerine yöneltilmiş “artık sizsiz olacak” dayatmasına, baskısına direnme gereğini her zamandan daha fazla duyuyorlar. Çevreciler hemen her yerdedir. Kadınlar kendilerine yönelen büyük tehdidin farkındadırlar; üstelik bu öyle söylendiği gibi yalnızca “Beyaz Türkler”le sınırlı değildir. Direnen gençler, yakın geçmişte yaşadıkları yalnızlık duygusundan kurtuldular. Hemen her yerde haksızlıklara karşı somut durumu değiştirme iradesi taşıyan itirazlar var. İtiraz edenler haklılığın verdiği güçle siyasal alanda kendilerini görmek istiyor.

***

Bu sonuca ulaşmanın kolay olmadığı söylenebilir; söyleniyor zaten. Ama tarihteki sıkışma zamanları, siyaset sahnesindeki hızlanma, itirazcıları politikada sonuç alıcı eyleme geçmeye yöneltiyor. Bunun işaretleri var. Siyaset sahnesindeki kaosun içinde iş görmeye, malı kapıp kaçmaya çalışanları durdurabilmek belki de bugün her zaman olduğundan daha fazla olanaklıdır. Siyasetin aktif, güç sahibi aktörleri toplumdaki hareketlenmeden her zamankinden daha fazla ürküyorlar. Hızla sonuçlandırmak istedikleri önlemler, siyaset sahnesinin ehlileştirilebilen, oyunun kurallarına uymaya kolayca rıza gösteren hasımlarına karşı değil, toplumsal hareketlenmelere karşıdır.

***

Siyasetin muhalefet cephesinde yer alan aktörlerinin bu durumun hızla farkına varmasında büyük yarar var. Toplumsal eylemi, yaygın itirazları dikkate almazlar, yalnızca parlamentonun dar alanında oyun kurmaya odaklanır, seçim sandıklarına endeksli muhalefetin dışına çıkmayı akıllarına getirmezlerse, halk hareketinin bastırılmasına hizmet etmek gibi büyük bir siyasal günaha imza atmış olacaklar. Böyle bir durumun tarihsel sorumluluğu da aynı ölçüde büyük olacaktır.

***

“Tamam toplumsal muhalefet aktiftir, her yerdedir ama ne kadar oyu var ki” diyen yanılır. Böyle diyenlere, gelişmelere bu gözle bakanlara tarihten hiç ders almak istemiyorlar, hatta zamanımızın pek çok siyasal gelişmesini görmezden geliyor ya da göremiyorlar denilecek ve hiç de haksız olunmayacaktır. Tarihin sıkıştığı zamanlarda iktidarı zorbalıkla korumak ve sürekli kılmak isteyenler aynı zamanda hasımlarını da yaratırlar ve güçlendirirler. Bu kitabın orta yerindeki bilgidir. Ama bilginin tek başına işe yaramadığını da biliyoruz.

***

Toplumsal muhalefetteki canlanmayı doğru saptadıkları halde sonuçtan umutsuz oldukları için kenara çekilmek isteyenlerin olması da doğaldır. Daha uzun vadeli bir programı, ilkeleri saf ve temiz tutma kaygısını öne almaları saygıyla karşılanabilir. Yine de söylemek bir borçtur; böyle bir tutum zamanın, ruhunu bir yana bırakın, çağrısına uygun değildir. İlkelere hiçbir şey olmaz. Bu mücadelede üstümüz başımız kirlenir, saçımız başımız dağılır, ama sonuçta mücadele yitirilse bile geriye kalacak olan daha güçlü bir kalıt, daha sağlam bir birikim olur. Direnmez ve toplumsal muhalefetin siyasal alana demokratik müdahalesini örgütleyemezsek, 12 Eylül faşizminin verdiğinden daha ağır bir tahribata boyun eğmiş olacağız.
Pek çok kişinin Haziran Hareketi’nden anladığı, siyasal aktörlerden de beklediği zaman yitirmeden sonuca odaklanmak, ona uygun davranmaktır.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları