Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tamam Anladık...

20 Haziran 2014 Cuma

CHP’nin Ekmeleddin İhsanoğlu atağının AKP’yi zor durumda bıraktığı ortadadır. Dış politikadaki anlamsız yanlışların ve son gelişmelerin köşeye sıkıştırdığı Başbakan Erdoğan’ın bu “akıllıca” hamleye nasıl yanıt vereceği de merakla bekleniyor doğrusu.
İdeolojik olarak kendisine benzeyen, tarz olarak ise kendisine hiç benzemeyen bu yeni aday sert bir değişikliğe yol açabilir ve Erdoğan adaylıktan vazgeçebilir. Gül alternatifi yeniden gündeme gelebilir. Ya da devam eder; inatçıdır. Bekler görürüz.
CHP yönetiminin bu ustalıklı satranç hamlesi ülke çapında da, medyada da bir heyecan yaratmış görünüyor.
Hamleyi beğenmeyenler üzerinde ise ağır bir psikolojik baskı var neredeyse.
Olsun; bu hamleyi tartışmak, özellikle de farklı açılardan ele almak zorunludur.

***

Sol bu çıkışa dar bir açıdan, “başka çareniz mi var?” açısından yaklaşamaz. Analitik bir değerlendirme yapma zorunluluğundan kaçınamaz. Kuşkusuz artık biliyoruz ki CHP ve MHP anlaşmışlardır ve bir sürpriz olmazsa bu değişecek değildir. Umarız seçimde başarılı olur ve şimdikinden farklı bir siyasi tablo ortaya çıkar.
Diyelim ki İhsanoğlu seçildi. AKP’li başbakanla nasıl bir ilişki kurar. İdeolojik yakınlık mı yön verir, çatı adayı olmak mı belirler eylemini yeni cumhurbaşkanının?
Bu yanıtı şimdiden bilinemeyecek soruyu yalnızca sormakla yetinelim.

***

Başka sorular da var.
Çatı adayının kimliği, kişiliği de ister istemez tartışılıyor ve bu da herhalde önü kesilmemesi gereken bir tartışma olmalıdır. Soldan, TKP yöneticilerinden Erkan Baş’ın bir süre aynı kurumda çalıştığı İhsanoğlu için söylediklerini dikkate almayacak mısınız? Diyelim dikkate almadınız ve asıl konunun Erdoğan’ın ya da AKP’li bir başka adayın seçilmesinin önlenmesi olduğunu ölçüt olarak aldınız; haklı olabilirsiniz, ama siyasetin uzun erimli olduğu ve kimi olumsuz sonuçların beklemeyi bildiğini de düşünmek gerekmez mi?
Aklıma değerli insan, şairliğini politikacılığından üstün bulduğum Bülent Ecevit’in “tarihsel uzlaşma”sı geliyor. O önemli “tarihsel” adımın politikanın kapılarını şeriat savunuculuğuna açtığını, laikliği şeriat savunuculuğu ile eşdeğer bir ilkeye indirgediğini ve bunun “demokratikleşme” olarak tescil edildiğini unutamıyorum doğrusu.
Sapla saman o zaman karışmıştı birbirine.

***

Ama İhsanoğlu’nun adaylığı konusunda kuşku belirten benim gibi solcular aslında konuya CHP hakkında hâlâ terk edemedikleri olumlu düşünceler açısından yaklaşıyorlar. CHP’yi sosyal demokrat bir parti saydıkları içindir itirazları. CHP içindeki kendilerine “ulusalcı” adını takanların itirazlarından farklıdır açıkçası.
Eğer CHP kendisini sağ ideolojiye kapılarını kapatmayan bir merkez kitle partisi olarak tanımlıyor; Küçükömer’in “sol sağdır sağ da soldur” teorisine inanıyorsa, bu satranç adımı doğrusunu isterseniz takdire şayandır.
Ama benim takdirime neden şayan olsun ki?

***

Bu adımınız AKP’yi zor durumda bıraktı; bu kesin. Çünkü onları içeriden vurdunuz. Sağ ideolojiye ise büyük bir armağan verdiniz. “Türkiye ancak sağ tarafından yönetilebilir, biz de işte bunu teslim ediyoruz” dediniz.
Ama bunu kabul etmeyecek, en azından tarih düşecek ve gelecekte hesap soracak ve verebilecek bir sol olacaktır; olmalıdır.
Aykırı düşünenlere psikolojik baskı yapmaktan vazgeçiniz lütfen.
Tamam adayınız belli oldu.
Onu anladık biz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları