Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sıradaki Seçimin Sırrı

04 Nisan 2014 Cuma

Üç seçimden birisini tamamladık. Gerçi daha itirazlar, gidip gelmeler olacak, ama sonuçta verilen oy bellidir ve bu değişmeyecektir. Bu da bize siyasi partilerin durumu ve geleceği konusunda yeterli ipucu veriyor.
Tablo şöyledir: İktidar partisi AKP 2011 seçimlerine göre 2 milyondan fazla seçmenini yitirmiştir. CHP yerinde saymış, MHP oylarını 2 milyon dolayında artırmıştır. İktidar partisinin kayıplarının nedenleri arasında iki önemli gelişme öne çıkıyor. Birincisi iktidar partisi bakanlarının istifalarına yol açan inandırıcılıkları çok yüksek dinleme kayıtlarına dayalı yolsuzluk iddiaları, ikincisi baskı rejiminin kalıcılaşacağına dair işaretlerin artmasıdır.
Toplam oyları yerinde saysa da CHP büyük metropollerde, özellikle Ankara ve İstanbul’da oylarını belirgin bir şekilde artırdı. Bu sonuç yukarıda saydığımız iki olgudan güç aldı. Anadolu’da bir varlık gösterememesinin nedeni ise yolsuzluk iddialarının ve özgürlük talebinin sınırlılığı nedeniyle baskının buralarda fazla hissedilmiyor olması ve kuşkusuz partinin propagandasını yalnızca bu iddialar üzerine kurmuş olmasıdır. Bu belki metropollerde işe yaramış, Anadolu’da ise ilçeler düzeyinde önemli gelişmeler olsa da yeterince etkili olamamıştır. Bu arada cemaatle işbirliği algısının olumsuz etkisini de hesaba katmak yerinde olacaktır.

***

Sonuçta üç önemli ve birbirini kısa aralıklarla izleyecek üç seçimden birisini tamamladık. Sonuçlar, serinkanlı değerlendirilirse muhalefet partileri için olumsuz değildir. Tam tersine iktidar partisinin iniş trendinde olduğunu, yıprandığı ve tamir edilmesi güç yaralar aldığı ortaya çıktı.
Sıradaki seçim Cumhurbaşkanlığı seçimidir ve bir halkoylaması söz konusudur. Partiler yine aday gösterecekler, ama rivayet odur ki “tarafsız hareket edeceğine, partilere, siyaset ve ideolojilere eşit mesafede duracağına” inanacağımız birisini arayıp bulacağız.
Var mı böyle birisi? Hiç oldu mu?
Olmadı ve olmayacak mı? Bu sorunun yanıtını sonra arayalım ve duruma bakalım. Cumhurbaşkanı Gül her ne kadar “Erdoğan’ın adaylığını manşetlerden öğrenmem” dese de AKP’nin demagojide usta bir sözcüsü Başbakan’ın adaylığını çoktan ilan etmiş bulunuyor. “Hayır, onun sözü bu bapta değer taşımaz” denilebilir belki, ama herkes biliyor ki Erdoğan’ın gönlünde yatan yer Çankaya’dır ve öyle ya da böyle stratejisini ilan etmesi yakındır. Zira vakit dar, risk fazladır.

***

Hem vakit dar hem de zor bir seçim olacağı Erdoğan için aşikâr. AKP’yi terk eden seçmen sayısının çokluğu ilk turda zaferi zora sokuyor; ikinci bir turda birleşik muhalefet lehine bir sonuç çıkması ihtimali gündeme geliyor.
Başbakan’ın ilk ittifakı Cumhurbaşkanı Gül ile arayacağı ortada.
Sonraki olası müttefik şu bunca yatırım yapılmış ve kimselere zorunlu ilişkiler hariç Kürtlere bile bırakılmamış “çözüm” kozuyla Kürt partisi ve kuşkusuz Öcalan olabilecektir. Ama Kürt partisi ile ittifak da sonucu garanti etmiyor. Bir müttefik daha gerekli Başbakan Erdoğan’a.

***

Bu koşullarda seçimlerde toplam oylarda yerinde sayan, ama metropollerde atağa geçmiş ana muhalefet partisi CHP’nin strateji geliştirme şansı daha fazladır. Tüm muhalefeti bir araya getirebilecek bir aday ortaya çıkarması mümkün görünüyor. Erdoğan, BDP ile MHP’yi ne anlama geldiği besbelli olan adaylığı konusunda bir araya getiremez, ama CHP, MHP’nın de BDP’nin de kabul edebileceği, parlamento dışı solun, son yılların politikaları etkileme gücüne sahip olduğunu göstermiş sokağın da “evet” diyebileceği gerçekten tarafsız ve gerektiğinde çözücü olabilecek bir aday bulabilir.
Bunun anahtarı AKP’nin elinden “Kürt sorununun çözümü bende” silahını almak ve gerçekten işe yarar hale getirmektir. AKP ile ittifakın çözümü tıkayacağını BDP’ye, tarafsız cumhurbaşkanının ne demek olduğunu MHP’ye iyi anlatmak gerekiyor demek ki.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları