Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sınav Zamanıdır

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Kötü günlerden geçiyoruz. Soma felaketi, daha doğrusu kıyımını İstanbul’da Okmeydanı’nda iki genç insanımızın ölümü, öldürülmeleri, katledilmeleri izledi. Hepimizi ürküten, gazetelerin yazıişlerini, TV kanallarının haber merkezlerini derinden sarsan, yazarları şoke eden, spikerleri nasıl söyleyeceklerini bilemez hale getiren ise Başbakan Erdoğan’ın “Polislerin sabrına şaşıyorum” demesi oldu.
Medyada linç girişimleri de birbirini izledi. Yandaş medyanın yol göstermesi ile elverişli mal bulduklarını zannedenler Yılmaz Özdil’i, Yazgülü Aldoğan’ı ve Melis Alphan’ı yazmadıkları, söylemedikleri sözler nedeniyle linç etmeye kalkıştılar. Sindirme, hedef gösterme operasyonu Başbakan Erdoğan’ın sözleriyle zirveye çıktı. Erdoğan gazete patronlarından, daha doğrusu Aydın Doğan’dan bu yazarları gazetelerinden atmasını istemeye kadar vardırdı. Türkiye’de basının özgür olduğunu söylemeye devam eden devlet yetkililerinin sözleri ve eylemleri artık tüm dünyada şaka gibi algılanıyor.
Medya son gelişmelerden nasıl bir ders çıkartacak? Günümüzün sorusu budur. Ve medya için ölüm kalım sorunudur. Ya boyun eğeceğiz ya da mesleğimizin değişmez kurallarına, ahlakına, etiğine sahip çıkacağız

Daha genç sayılırız
Gazetemizin 4 Mayıs 2014 tarihinde yayımlanan İklim Öngel imzalı “Failler Tanıdık” yazısını büyük bir ilgiyle okudum ve beğendim. Tam sayfadan röportaj-yazıyla Sayın S. Atasoy fotoğrafına yer verilebilirdi. Çünkü son zamanlarda pedofili vakaları her geçen gün artıyor. Geçen günlerde yaşadığımız “Gizem vakası” kelimelerle anlatılamıyor. Umuyorum başka vakaları yaşamaz ve görmeyiz. Cumhuriyet’in 90. yaşında üç ayrı dönemde incelediğiniz ve üç büyük ek olarak okurlarınıza sunduğunuz Cumhuriyet tarihi çok güzeldi. Türkiye gazetecilik tarihinde 90 yılı “gurur” ile tamamlayan, tarafsızlığını her daim koruyan, okurlarına saygı duyan ve en önemlisi de hiçbir partinin esiri olmayan “Cumhuriyet” gazetesi Yunus Nadi’nin belirlediği ilkelerle yolundan sapmadan devam ediyor. Dünyadaki yabancı gazetelerin tarihlerine baktığımızda 90 yıl henüz çok yeni bir tarih. Bana göre gazetemiz henüz gençtir. Dünyadan bir gazeteyi örnek vermek istiyorum, tarihi anlamında tabii, yoksa karşılaştırmıyorum. Corriere della Sera gazetesi (İtalya) 1876 tarihlidir. Cumhuriyet 90 yılı başarıyla tamamlamıştır. Gelecek yıllarda da başarılarını sürdürecektir. Nice yıllara. Anıl Vural

Okurlardan kısa kısa
Oralarda ‘tepikçi’ derler
İki polisin çökerttiği vatandaşımıza olanca gücüyle ‘tepik’ atan genç müşavire Tekmeci sıfatını yakıştırmışsınız. Tepikçi deseydiniz çok daha iyi olacaktı, zira o yörelerde tekme atanlar için tepikçi sözcüğü sıklıkla kullanılır. Saygılarımla. Tarık Emre Çok

Beşiktaşlı bir cümle Cumhuriyet, 20 Mayıs 2014, sayfa 9, sütun 2, “Vahdettin’i aklama bayramı mı?” başlıklı haberin ilk cümlesi: “Beşiktaş’ta Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Beşiktaş Yönetim Kurulu Beşiktaş’ta demokrasi anıtı önünde düzenlenen resmi törendeki konuşmada Sultan Vahdettin’e övgüler yapılması, Atatürk’ü Samsun’a Vahdettin’in gönderdiğini belirtmesi, ADD Beşiktaş Şube Başkanı İlhan Gülek tarafından tepkiyle karşılandı...” Ne kadar güzel bir Türkçe değil mi? İlter K. Akbuğ

Diyarbakır’a ekler gelmiyor
İyi akşamlar, maalesef, Diyarbakır’a Cumhuriyet eksik geliyor. Ekler yok. 19 Mayıs’ta Üniversite konutları arasındaki Saray Market’te Cumhuriyet’in eki verilmedi. Çünkü gelmediğini söylediler. Ben yıllardır, özenle, o ekleri alır, saklar, biriktiririm. Üzüntüm büyük.

Oktay Akbal’ı özledik
Önce nice 90 yıllara. Rahmetli dedem, babam ve ben. Yıllardır evimizin parçası gazetemiz Cumhuriyet. Ben okumaya başlayalı tam 39 yıl olmuş. İnşallah torunlarımızın da elinden düşmez. Yalnız ikinci sayfada epeydir bir eksiklik var. O da sayın Oktay Akbal’ın yazıları. Ona acil şifalar diliyorum. Bir küçük dileğim var. Acaba onun yazamadığı günlerde eski yazılarından konulabilir mi? Saygılarımla. Şerif Ferzan Erdim

Köşe yazılarının uzunluğu, kısalığı
Gazetenizin “okur görüşleri” için ayrılan bölümünde, köşe yazılarının uzunluğu ve çokluğundan sıkça yakınıldığına üzüntüyle tanık oluyorum... Ülkemizde fikir gazeteciliğine her zamankinden fazla ihtiyaç varken, uzun köşe yazıları ve makaleler, yakınılması gereken bir durum değil, bilakis şanstır. Makaleler, düşünceyi geliştirmenin, açıklamanın ve tartıştırmanın en güzel yollarından biridir. Cumhuriyet gibi bir gazetenin okurlarının bundan yakınmasını, doğrusu bir hayli üzüntüyle karşıladım. Rahatsız olan okumayıversin, okuyanları mahrum bırakmayı önermek niye? Başımıza ne geldiyse fikirleri takip etmemekten, tartışmamaktan, kısacası düşünce tembelliğinden gelmedi mi? Gazetecilikte deneyim ve birikimin okura aktarılması bakımından köşe yazıları çok önemlidir. Medyanın kuşatıldığı, insanların cehaletinden siyasal amaçlar doğrultusunda faydalanıldığı bir ortamda, tartışma ortamının, hatta mümkünse daha da genişletilerek canlı tutulması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, benim, genel eğilimin aksine bir önerim olacak.
Köşe yazılarınızı daha da uzatın. Hatta mümkünse, Fransız Devrimi’ndeki gibi, yalnızca makalelerden, fikir yazılarından oluşan ücretli bir ek de çıkarın. Düşünceye susadık. Emeklerinize sağlık. Saygılarımla. Onur Aydemir

Sami’ler karışmış
Son zamanlarda Cumhuriyet’in haberlerinde bir dikkatsizlik seziyorum. 11 Mayıs tarihli gazetede eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı Erzincan milletvekili olarak yazdığınızı görünce haydi atlanmıştır dedim kendi kendime. Ne de olsa önceki dönemde Erzincan milletvekili idi.
Fakat pazartesi
günü Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in “saygı göstermeli” başlıklı haberinde Sayın Sami Selçuk’la yapılan görüşmelerden bahsedilirken eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün fotoğrafının yayımlandığını görünce artık pes dedim. (Okurumuzun adı faksta okunamadı.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları